Şoklara dayanmak...

A -
A +

IMF, Türkiye ekonomisinin şoklara karşı direnç kazandığını söylüyor. Yabancı yatırım bankaları da aynı görüşte. Geçmişte vaziyet böyle değildi. Nasıl mıydı? Ekonomi, bağışıklık sistemi iflas etmiş, her an çökmeye hazır, köhne bir bünyeyi çağrıştırıyordu. Dahası, "Ülkenin ekonomiye ilişkin öncelikleri nelerdir?" diye sorduğumuzda, cevap alamazdık; bol miktarda "ön yargı, safsata ve demagoji" ile yüzleşirdik... Peki, şimdi ne yapıyoruz? Şimdilerde, onlardan kurtulmaya, nüksetmelerini önlemeye çalışıyoruz. Takıntılardan sıyrılmak için, öncelikleri, ölçülebilir hedeflere dönüştürmek zorundayız. Ekonomiye ilişkin öncelikler, net bir biçimde belirlenmedikçe, takıntılarımızın altında eziliyoruz; kısa vadeye kilitleniyoruz. Kısa vadeye tutsak olmak, "sorumluluk ve yetki" paylaşımını felce uğratarak, sistemi, bir "örgütlü sorumsuzluğa" devşiriyor. Dolayısıyla ne oluyor? Politikalar, bir taraftan senaryosu yazılan, diğer taraftan çekilen, niteliksiz dizi filmlere dönüşüyor. Sap ile saman birbirine karışıyor. Kim, "motor" diyor; kim, "stop" diyor; bir türlü belli olmuyor. Reel ve finansal kesimin oyuncuları, "kırılgan iyileşme" yargısının kasveti altında karar almaya çalışıyor. Kolay mı? Eskiye kıyasla, direnç kazandığımız ve krize toslamadığımız doğrudur. Ne var ki, ödediğimiz bedeli unutmamak gerekiyor. Kuvvetli bir iç ya da dış şok söz konusu olduğunda... - Görüş mesafesi daralıyor, beklentiler kötüleşiyor. - Vade kısalıyor, risk algılaması değişiyor, dövizde ve faizde sert dalgalanmalar göz kırpıyor. - Cari açığın finansmanına ilişkin kuşkular artıyor, finansman kalitesi bozulmaya yüz tutuyor. - Şokların ikincil etkileri kök salarsa, büyüme ve borç dinamikleri olumsuz etkileniyor, işsizlik artıyor, enflasyon yükseliyor. *** İsterseniz, biraz da bardağın dolu tarafından bakalım. Daha önce de vurguladığımız gibi, dalgalı kur rejimini ve Merkez Bankası özerkliğini, dış şokları göğüslemeye yarayan çok kritik iki amortisör olarak niteleyebiliriz. Şokları emerek sarsıntıyı hafifleten bu iki amortisörün yanı sıra, bankacılık sektörünün içindeki müzmin mayınların temizlenmiş olması, ekonomi yönetiminin işini kolaylaştırıyor. İç ve dış kaynaklı şoklardan kurtuluş yok; şoklar hep olacak. Önemli olan, şokların ikincil etkilerini ve trend oluşturmasını önlemektir. Dileyelim ki, amortisörleri patlatabilen bir iç ya da dış şok yaşamayalım. Aman ha...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.