Atış serbest! Hem de kuru sıkı... Asparagas olmadan yapamıyoruz. Bakınız, Moskova'daki bir otelin tuvaletine neler yazılmış: "Kapitalizm, insanın insan tarafından sömürülmesidir. Sosyalizm ise tersi!" İmza: İvan Tosunof Nedense bu tür sloganlar, Moskova'daki bir otelin tuvaletine yazılır. İmza, her zamanki gibi, bir "mütecaviz herif-i naşerif"e aittir. Demek ki, Tosun, Moskova'ya dadanmış, İvan diye anılan bir çocuğu olmuş. Ne yaparsınız, Tosun da küreselleşmiş. İvan, slogan üretme konusunda babasından daha felsefi takılmış. İskelede bildik bir slogan: "Sömürüye hayır! Kahrolsun emperyalizm!" Bu slogan, bizim gibi ülkelerin duvarlarını süsleyen son derece asil, ama bir o kadar da içi boşaltılmış bir slogandır. Aynı sloganı, Paris, Roma, Brüksel ve Londra gibi metropollerin duvarlarında da görebilirsiniz. Soğuk Savaş yıllarında kitleleri dalgalandırabilen böylesi sloganlar, şimdilerde küreselleşme karşıtları tarafından kullanılıyor. Duvara yazmak ve böylece rahatlamak kolay, ama sömürüye hayır diyebilmek, emperyalizmi kahretmek gerçekten basit bir iş değil. Sömürü bir hak mıdır? Vaktiyle Türkiye İşçi Partisi'nde yöneticilik de yapmış bir hocamız, aklımda kaldığı kadarıyla, sömürünün ne demek olduğunu bize şöyle anlatmıştı: Ekonomik açıdan ele alındığında; sömürü, birilerinin, başka kimselerin meydana getirdiği değerlere bir "hak" olarak el koyması, onlara sahip olması demektir. Buradan anlaşılacağı gibi, ekonomik sömürüyü, hırsızlık, dolandırıcılık, yolsuzluk, eşkıyalık ve benzeri olaylardan ayırmak gerekir. Aslında bunlar da başkalarının meydana getirdiği değerlere el koymaktır, ama toplum tarafından haklı görülmezler, egemen hukuk düzeni marifetiyle cezalandırılabilirler. "Ekonomik sömürü" bir bütün olarak, "var olan düzenin ayrılmaz bir parçası" bireysel planda, toplumun meşruiyet atfettiği bir "paylaşım kuralı"dır; bölüşüm ilişkilerinin özetidir. Sömürü, kurulu düzenle iç içe geçmiş bir süreçtir. Kapitalist ülkelerde, hukuk, ahlâk gibi üst yapı kurumları böyle bir yapılanmayı korur. Kapitalist sömürünün çökmesi, sisteme hareket veren çarkların durması demektir. Kapitalizmin dinamiklerini ortaya koymak bakımından "Sömürü önlenirse, kapitalizm çöker!" diyebiliriz. Nihayet, kapitalist sömürü ve kapitalizm, gücünü, meşruiyetini bu süreçlerin, yani sömürünün sürdürülebilirliğinden alır. Sömürü, özellikle küresel alanda, çok yamalı ve bol defolu bir ideolojik zemin üzerinde yürütülür. Emperyalizm gerekli mi? İsterseniz biraz da küresel takılalım. Robert Cooper, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in dış politika danışmanı olarak görev yaptı. 2002 yılında yazdığı bir makale, küresel emperyalizme meşruiyet oluşturabilecek argümanlarla doluydu. Özetlemek gerekirse, Cooper, şöyle diyordu:(*) "Çağdaş dünyada, yeni bir emperyalizm gerekli. İnsan hakları ve çokulusluluk değerleri ile uyumlu olan bu emperyalizm, gönüllülük temelinde yeni bir düzen ve organizasyon getirmeyi amaçlıyor. Böylesine bir gönüllü emperyalizm, global ekonomide IMF ve Dünya Bankası aracılığıyla mevcuttur." Cooper, Orta Doğu ülkelerine şu mesajı veriyor: "Post Modern Emperyalizm'in ikinci bir türü, 'komşuluk emperyalizmi'dir. Komşularınızdaki istikrarsızlık, hiçbir devletin göz ardı edemeyeceği bir durumdur." *** Ne diyelim? İvan Tosunof, küreselleşme rüzgarını arkasına almak suretiyle, bir dizi orijinal slogan üreterek tarihe geçebilir. Peki, Tosunof, bunları nereye yazacak? Telaşlanmayın, Moskova'daki tuvalet ne güne duruyor! ....... (*) Robert Cooper, "The New Liberal Imperialism" The Observer