Gazeteci, Van depreminin yol açtığı acıları tartışıyor. Konuklarını sıkıştırıyor ve soruyor: -Sorumlu kim? Herkes, topu birbirine atıyor. Programın sonunda, işi tatlıya bağlıyor: -Aslında, hepimiz sorumluyuz.. Ne güzel değil mi? Hepimiz sorumluymuşuz! Biz bu filmi çok gördük. İsterseniz, olup bitenin adını koyalım: -Kurnazlık, "örgütlenmiş sorumsuzluk" kostümüyle göz kırpıyor! *** Depreme yönelik tedbirler, elbette bir "sorumluluklar zincirini" kaçınılmaz kılıyor. Dolayısıyla, zincirin halkalarının mugalataya imkân vermeyecek bir biçimde tanımlanması çok önemli. Ne var ki.. Bizimki, bir sorumsuzluklar, daha doğrusu "kurnazlıklar zinciri" olarak yapılandırılmış. Neresinden tutsanız, elinizde kalıyor. Son tahlilde.. -Her zincir, en çürük halkası kadar sağlam! Deprem sonrasında yaşananlar, bu noktayı bir kere tescil ediyor. *** Eğri oturalım, doğru konuşalım. Daha önce de değinmiştik. Herkesin kanıksadığı, ortak bir özelliğimiz var: -Kurnazlığımız... İliklerimize, ciğerlerimize işlemiş olan bu illet, hayatın her alanında bize yön veriyor. Yükselen değerlerimiz içinde, "kurnazlığımız" ve onun ikiz kardeşi olan "pişkinliğimiz", her yere damgasını vurmuş durumda. Sizi bilemem, ama bendeniz, sokağa adımımı attığımda, kurnazlığın müstekreh nefesini ensemde hissediyorum. Ya kurnaz olacaksınız ya da aptal; bir başka alternatifiniz yok! *** Mesela.. Çocuklarımıza, "Yavrum, açıkgöz ol!" derken, bir bakıma, yozlaşmış bir değerler manzumesine uyum sağlamayı telkin etmiş olmuyor muyuz? Bizim gibi ülkelerde, "Karga ile Tilki" hikâyesi pek revaçtadır. "Yetmiş milyon tilkinin kuyruk salladığı bir ülke" tasavvur ediniz; böyle bir ülkede yaşanabilir mi? Böyle bir yozlaşma, kamu yönetimine yayılırsa, demokrasiden söz edilebilir mi? Çakallar vadisine dönüşen bir ülke, hangi problemini çözebilir? *** Kurnazlık kurumsallaşırsa, onunla mücadele etmek gerçekten çok zordur. Size düşen, sistemi sorgulamak değil, sistemin kendini sağlama almak için ürettiği zırvaları tevil etmektir. İçinizden, "Zırva, tevil götürmüyor!" diye isyan etseniz de, yapacak çok fazla bir şey yoktur. Kim söylediyse, doğru söylemiş: -Kurnazlık, kısa yorgan gibidir; ne kadar çekerseniz çekin, akılsızlığınız bir yerden mutlaka sırıtır.