Tapon!

Sevgili monşerler..

Doğrusu, fırsatı hiç kaçırmıyorsunuz. Birinci Taksim Kuşatması'nda da durumdan vazife çıkardınız, lojistik destek sağladınız. Tebrikler!

Sizinle ne kadar iftihar etsek azdır.

Sayenizde, yıllar öncesine uzandım. Gayet iyi hatırlıyorum. Dedemin manifatura dükkanında, modası geçmiş veya vitrinde teşhir edilirken solmuş kumaşlara "tapon" denirdi. Bunlar, ayrı bir rafta arz-ı endam eder, müşterisini beklerdi.

Sahiplendiğiniz ideoloji, bir yönü itibariyle, tapon ve defolu kumaşlara benziyor.

Tapon mallar, bir şekilde elden çıkarılabiliyor, fakat tapon ideolojileri piyasaya arz etmek ve fiyatlamak mümkün olmuyor. Galiba, sinirli ve tafralı söylemleriniz, biraz da buradan kaynaklanıyor.

***

Şurası kesin:

-"Kamusal, ulusal, siyasal, resmi ve gayr-i resmi" yalanların neredeyse tamamında, sizin parmak iziniz sırıtıyor.

-İnsanımızı, "üç maymunu oynamaya eğilimli kılan kirli ortamdan" siz sorumlusunuz.

Söz konusu ideolojinin kamusal alana egemen olması için elinizden geleni yapıyor, reform çabalarının önünü tıkıyorsunuz. Tabularınızı, bir medeniyet projesi olarak takdim ediyorsunuz. Takiyeyi kurumsallaştırıyor, çok sevdiğiniz ülkenizi, maskeli baloya çeviriyorsunuz.

***

Hatırlatmak gerekirse..

Gorbaçov, "Gerçekler, Komünist Parti'sinin tekelinde değildir!" diyerek "glasnost" (açıklık) ve "perestroyka" (yeniden yapılanma) çağrısı yaptığında,  resmi yalanlardan duyduğu rahatsızlığı dile getiriyordu.

Siz, Gorbaçov kadar da olamadınız.

Defalarca cürm-ü meşhut olsanız da, tedavülden kalkmış ve kokuşmuş ideolojinizi topluma dayatmanın yollarını arıyorsunuz.

***

Boşuna heveslenmeyiniz, Taksim'den iktidar çıkmaz. Cılk yumurtadan civciv çıkmadığı gibi!

Herhalde farkındasınız, 1982 Anayasası da size omuz veremiyor.

Önünüzde bir tek yol var:

-İdeolojinizi sivilleştirmek ve özelleştirmek!

Mesela..

Sıfırdan yeni bir siyasi parti kurun, seçmenin karşısına çıkın. Mevcut partilerde mevzilenmekten vazgeçin. Boyunuzun ölçüsünü alın.

Halep oradaysa, arşın burada!

Var mısınız?