Tavşana kaç, tazıya tut!

A -
A +

Kasım 2008... Küresel kriz, kâbus gibi çökmüş. Bir bankanın genel müdürü şöyle diyor: -Biz döviz kuruyla ilgili tahminleri, kurşun kalemle yapıyoruz; kalemin ucunu iyice açtık! O zamandan bu yana, çok şey değişti. Ne var ki, bazı göstergeleri izlerken, hâlâ kurşun kalemin ucunu sivriltiyoruz. Bir yanda günlük, haftalık, aylık veriler ve bunlardan türetilen çeşitli endeksler; diğer yanda, enformasyon kirlenmesinin doğurduğu belirsizlik ve çöpe atılan analizler. Önümüzdeki tablo şu: -Kriz sonrası geçiş dönemine ilişkin veriler, geleceği aydınlatmaya ve önümüzü görmeye yetmiyor. Bu konuda çok fazla bilgi taşımıyor. Dolayısıyla, kısa vadeye kilitleniyoruz. Kısa vadeye tutsak olmak, sadece finansal oyuncuları değil, reel kesimin aktörlerini de geriyor. *** Netice itibariyle... Küresel resesyon, taşları yerinden oynattı, kafalar karışık. Eskiden böyle miydi? Gerçekten, vaktiyle işler iyi gidiyordu. Daha sonra anladık ki, havaların iyi gitmesi, krizin tohumlarının ekilmesi anlamına geliyormuş. Nasıl mı? Küresel likiditenin genişlemesi ve uzun dönemli faizlerin düşmesi, yüksek getirili ve riskli varlıkları cazip hale getirmişti. Söz konusu varlıklardan biri de, eşik altı konut kredileriydi. Aşırı riskli menkul kıymetlerin likit bir ikincil piyasasının olmaması, piyasalardaki beklentileri bozdu, risklerin fiyatlanmasını engelledi. Başlangıçta, likidite sıkışıklığı, kredi daralması olarak ortaya çıkan problemler, devasa bilanço zararlarına ve iflaslara dönüştü. Kimi kurtarıldı, kiminin batmasına göz yumuldu. Finansal tsunami, sigorta sektörüne de sirayet etti. Saadet zinciri koptu; sistemin kredibilitesi, ağır bir yara aldı. Bugünlere böyle geldik. Şimdi de eskinin hasretiyle yanıp, kavruluyoruz. *** Eğri oturalım, doğru konuşalım. Bir taraftan: -Finansal balonların üremesi ve semirmesi için her türlü ortamı hazırlayacaksınız. -Finansal inovasyon adına, bilançoları mayınlarla donatacak, riskleri tırmandıracak ve küreselleştireceksiniz. Diğer taraftan: -Para otoritesine ve regülasyondan sorumlu kurullara, balonları koklama ve izleme, gerektiğinde müdahale etme görevi vereceksiniz. -Kriz patladığında, piyasalara likidite verildiğinde, merkez bankalarını yangından sonra su sıkmak ile suçlayacaksınız. *** Buna, "Tavşana kaç, tazıya tut!" politikası derler. Tavşan tökezlediğinde, ne mi oluyor? Tavşanın tökezlemesi, tazının galibiyeti anlamına gelmiyor. Çömlek patlıyor, yani oyunu yeniden yapılandırmaya yönelik girişimler, ön plana çıkıyor. Özetlemek gerekirse... Kapitalizm, zaman zaman birbiriyle çelişiyor gibi görünen iki problemi çözmek zorunda: -Sermaye birikimi ve meşruiyet... Yani... -Tavşana kaç, tazıya tut!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.