Doğrusu, fırsatı hiç kaçırmıyorsunuz. 19 Mayıs etkinlikleri kapsamında, ayrıştınız ve ayrıştırdınız. Ne mi yaptınız? Sizin gibi düşünmeyenlerin tamamını aforoz ettiniz. Kazanılmaya değmeyecek zaferlere imza attınız. Kriz üretmekte ne kadar becerikli olduğunuzu, bir kere daha kanıtladınız. Sadece şimdi değil, geçmişte de, siyaset ve hukuk alanında ne kadar temel kavram varsa, hepsinin ama hepsinin içini boşalttınız. (Yıllardır derlediğimiz "boş lâflar ve içi boşaltılmış lâflar" listesi, sayenizde bir hayli zenginleşti.) Sizinle ne kadar iftihar etsek azdır. Tebriklerimi arz ediyorum. İyi ki varsınız! *** Hatırlatmak gerekirse.. Soğuk Savaş'ın kasvetli ikliminde, "jeostratejik" tabaklarda, "jeopolitik" soslarla sunduğunuz mönü şöyleydi: -Bir tutam demokrasi -Bir tutam insan hakları -Bir tutam bireysel hak ve özgürlükler Yani.. Yanisi şu: -Demokrasi, çok su götüren bir ayrandır; ayak takımının despotizmidir. -Bu millete güvenilmez. Bu milleti boş bırakmaya gelmez. -Boş bırakılırsa, ya davulcuya varır ya da zurnacıya! *** Özetlemek gerekirse.. Şimdilerde, aynı mönüyü yeniden ısıtmak istiyorsunuz. Demokrasiden değil, geçmişten devralınan naftalinli evhamlardan besleniyorsunuz, ama göbeğini kaşıyan adam, dayattıklarınızı yemiyor. Dolayısıyla, debelenip duruyor ve bir türlü iktidara gelemiyorsunuz. *** Endişeye mahal yok. Zırvalama hakkınız, yasalarla teminat altına alınmış durumda. Ancak.. -Mızrak, çuvala sığmıyor. Zırva, tevil götürmüyor. Sergilediğiniz tuhaflıklar, bir sessiz Şarlo klasiğini mükemmelen donatabilecek mahiyette! Netice itibariyle.. Hiç kimsenin karşı çıkamayacağı kamusal tabuların arkasına kurnazca gizlenerek, bir dizi demagoji üretebilirsiniz, fakat ülkenizi sevmiş olamazsınız. Çok sevdiğiniz ülkeniz, "palavra değil, proje ve icraat" bekliyor. *** Şairin dediği gibi: Neler yapmadık şu vatan için! Kimimiz öldük Kimimiz nutuk söyledik.