-Ciddiyeti ile tanınan "The Asparagas" gazetesi dedi ki... -Yorumlarının isabetiyle temayüz eden, dünyaca ünlü "The Karavana" dergisi şöyle yazdı! ...Ve daha neler, neler! *** Benzer haber başlıkları havada uçuştuğu zaman çok rahatsız oluyorum, içim kararıyor. Ne yazıldığı kadar, kimin yazdığı, ne dendiği kadar, kimin dediği de çok önemli. Ne var ki, bazı yayınlarda yer alan yorumları, sazan gibi atlayarak, katıksız bir şapşallıkla benimsemek zorunda değiliz. Bazen yabancı bir gazete ya da dergi bir şeyler yazar, yani kuyuya bir taş atar, ekonomi medyası, o taşı çıkarmaya çalışır; günlerce havanda su döveriz. Türkiye'nin Özal'lı yıllarında "The Karavana" dergisinin hazırladığı Türkiye ilavesinde bir miktar sorumluluk üstlenmiş, gazetenin ciddiyeti konusunda bir hayli bilgilenmiş ve derin bir şok yaşamıştım. Palavranın ve hiçbir derinliği olmayan Türkiye analizlerinin, hangi manipülasyonlara zemin hazırladığını hayretle görmüştüm. Bazı yatırım bankaları ve derecelendirme kuruluşlarının analizlerinin, birer skandal mertebesine ulaştığına tanık olmuştum. Tırtıl ve kelebek Ciddiyeti ile maruf İngilizce derginin editörü, Bay Asparagas, bir özel sohbet esnasında şunları söylemişti: "Türkiye'de tahmin edilen rakamlar ile gerçekleşen rakamlar arasındaki benzerlik, 'tırtıl' ile 'kelebek' arasındaki benzerliği andırır!" Boşuna dememişler; "İki şeye imalat aşamasında bakmayacaksınız, 'ekonometrik model ve sucuk, sosis imalatı.' İkisi de iğrençtir!" (Hijyenik şartlarda çalışan imalatçıları tenzih ederiz!) Bay Asparagas, aslında ciddi bir adamdı; tırtıl ve kelebekten ziyade, derginin toplamayı hedeflediği reklamlara konsantre olurdu. Söz konusu yayınlar, reklam alamadıkları zaman hemen hırçınlaşıverirler. Bankacılık sektörümüz hakkında balon uçurmak, bazen de içi boşatılmış bankalarımıza ödül vermek konusunda pek beceriklidirler. Dedikodu yayanların uzmanlık alanlarından biri de ülkemizin riskini değerlendirmektir. Politik, ekonomik ve finansal risk gündeme geldiğinde bol miktarda şom ağızlı analiz döktürürler. Hele hele ülkede zayıf bir koalisyon hükümeti varsa, yabancı analistlere gün doğmuş demektir. Bu yorumları yazanlar, yazdıkları yorumların riskimizi tırmandırdığını bilmiyorlar mı? Elbette biliyorlar! Ciddiyet... Biz bunları hak ettik mi? Maalesef evet! Demek ki ciddiyeti ile tanınan yayınlar, bizi fazla ciddiye almıyor. Biz kendimizi ne kadar ciddiye alıyoruz? Asiller ve vekiller, ülkeyi hiçbir zaman ciddiye almadılar. Hükümetler değişti, ama "karma ekonomi" denilen alaturka model, yıllarca hiç değişmedi. Hükümetler, bu mirası reddetmedi. Karma ekonomi, ekseni "rant ve talan" olan bir ucubeye dönüştü. "Kâr edersem benim, zarar edersem devletin!" diye özetlenebilecek, bir ahbap çavuş kapitalizmi egemenliğini ilân etti. 30 yılı aşkın bir süre, yüksek kronik enflasyon ile yaşadık. IMF ile tam 19 tane Stand-by düzenlemesi imzaladık. Son on yıl içinde, üç defa negatif büyüyen ekonomi (1994,1999, 2001) çok yüksek reel faizler ödedi. Yatırımlar geriledi, üretim daraldı, işsizlik patladı, gelir dağılımı daha da bozuldu. Bugünlere böyle geldik, toparlanmaya çalışıyoruz. *** Ne diyelim? Kendini ciddiye almayanı, "The Asparagas" ve "The Karavana" da dahil olmak üzere, hiç kimse ciddiye almaz! Bendeniz, pek ümitli değilim. Şair, sanki benim için söylemiş: Yok senin vasfettiğin dilber, bu şehr içre Nedîm Bir perî-sûret görünmüş, bir hayâl olmuş sana...