TL'ye döndük...

A -
A +

YTL'den, TL'ye döndük. Banknotlarımız, teknoloji harikasıymış. Kalpazanların işi zormuş. Emeği geçenleri kutlarız. *** Önemli olan nedir? Önemli olan, geçmişte TL'yi kemiren enflasyonist kısır döngüye yeniden tutsak olmamak, parayı enflasyona ezdirmemektir. İsterseniz, bir kere daha hatırlatalım. Enflasyonun %70'lerde istikrar kazandığı yıllarda, ülkeyi idare edenler, daha doğrusu vaziyeti idare edenler, "Memuru ve işçiyi enflasyona ezdirmeyiz!" diye beyanat patlatırdı. TL'nin sıfırlarının artması, onları hiç ama hiç ilgilendirmiyordu. Söz konusu zevat, para, maliye ve kur politikalarını enflasyona endekslemekten başka bir şey yapmadı. Temel politika, enflasyonu geriletmek değil, onunla birlikte yaşamanın yollarını aramaktan ibaretti. Böylece, enflasyon beklentisi kök salıyor; geçmişin enflasyonu, gelecekteki enflasyonu belirliyordu. Yaklaşık otuz beş yıl, kendimizi kandırdık. Peki, miras olarak ne kaldı? Miras olarak, bol sıfırlı banknotlar kaldı. 2005 yılında 6 sıfır attık, YTL ile tanıştık. >> Tehlike nerede? Kriz ortamında, para politikasını bekleyen en büyük tehlike nedir? En büyük tehlike, parayı popülizmin emrine vererek, politize etmektir. Paranın politizasyonu, sadece fiyat istikrarını delmekle kalmaz; enflasyonu, bir hayat tarzına dönüştürür. Eğri oturalım, doğru konuşalım. Vaktiyle, Merkez Bankası'nın para politikasının çerçevesini, kamu açıklarının finansmanı çiziyordu. Para otoritesinin, "kamu açıklarının doğurduğu enflasyonist baskıyı" tescil etmekten başka bir alternatifi yoktu. Dolayısıyla ne oluyordu? Bir taraftan, "Merkez Bankası'nın Hazine'ye açtığı kısa vadeli avans", diğer taraftan "görev zararlarıyla çökertilen kamu bankaları", popülizmin finansmanına odaklanıyordu. *** Şimdi ne olur, aynı tablo nükseder mi? Aman ha!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.