Bir dokun, bin ah dinle... İhracatçı, dalgalı kur rejiminde sörf yapmaktan bıkmış ve bir hayli yorulmuş. Anlaşıldığı kadarıyla, tırmanan maliyetlerini fiyatlarına yansıtmakta ve rekabet etmekte güçlük çekiyor. Dahası.. -AB pazarının daralmasından -Euro'nun, dolar karşısında değer kaybetmesinden -TL'nin değerlenmesinden fevkalade rahatsız Çıkış yolu arıyor. Ne mi istiyor? Sıkıntılarını hafifletmek amacıyla, her şeyden önce, "rekabetçi kur" istiyor. İşte tam bu noktada, kafaları tırmalayan bir dizi soru cevap bekliyor. *** Mesela.. -"Rekabetçi kur" ne demek? -Rekabetçi kur, nasıl formüle edilecek? Nasıl yönetilecek? - Rekabetçi kur adına, "enflasyon kadar kur artışı" diye bilinen bir sabit kur rejimi mi öneriliyor? -Dalgalı kur rejiminden çıkacak mıyız? Yoksa.. -Mevcut rejim içinde, ihracatçıya destek olabilir miyiz? -Rekabetçi kur konusunda, Merkez Bankası'na (MB) düşen görev nedir? -MB, döviz alarak kuru ne kadar ittirebilir? Liste uzatılabilir.. *** Geçenlerde, benzer sorular MB Başkanı Durmuş Yılmaz'a da yöneltildi. Yılmaz, özetle şunları söyledi: Dalgalı kur rejiminden vazgeçmek, siyasi karar gerektiriyor. Reel efektif kur endeksine göre de TL'de değerlenme var, bunu inkâr etmiyoruz. Döviz alım miktarını artırabiliriz, buna ihtiyaç varsa yaparız, miktarı artırsak bile kurun değer kaybedeceğinin garantisi yok. Ancak uluslararası piyasalardaki döviz arzı bol değil, döviz alım miktarını bugün artırıp, birkaç günde vazgeçmemiz bize kredibilite kaybettirir. Uzun vadeli döviz arzında istikrar olacağını görürsek, döviz alım miktarını artırabiliriz. Bir de uyarıda bulundu: Piyasalarda döviz arzı ile ilgili endişeler var ve bu nedenle biz de dikkatli olmak zorundayız. Avrupa Birliği'nin içinde bulunduğu sorunlar, Türkiye için de önemli risk teşkil ediyor. Tünelden çıktık, ama hava hâlâ güneşli değil, bulutlu. *** Beğenmediniz mi? Sayın Yılmaz, çözüm ararken büyük resmi unutmamak gerektiğini ve bir taşla iki ya da üç kuş vurulamayacağını, her zamanki nezaketiyle vurgulamış. Uzun lâfın kısası: MB Başkanı'nın yakasına yapışarak, küresel rekabet ortamında dikiş tutturmak mümkün değil. İş âleminin bir kısım temsilcileri, bu gerçeklerin farkında. Darısı, diğerlerinin başına... Velhasıl.. -Sihirli çözüm yok! İhracatçıyı gaza getiren tüm illüzyonistlere duyurulur.