Un var, yağ var...

A -
A +

Kürsüdeki konuşmacı, kendi deyimiyle, "ulusal perspektiften" ekonominin dertlerini sıralıyor. Sürekli genişleyen dış ticaret açığından yakınıyor. Toplam ihracatın, "ara malı ithalatını" dahi karşılamadığını vurguluyor. Konuşmasını şöyle bağlıyor: -Un var, yağ var, şeker var, fakat helva yapamıyoruz! (Ekonomiyi tartışırken patinaj yapmaya başladığımızda, bazen böyle bir sonuca ulaşır ve bir hayli rahatlarız.) Gerçekten, "un, yağ ve şeker" üçlüsü, helva yapmak için gerekli, ama yeterli değil. Bir de "helvacı" lâzım. Unu, yağı ve şekeri birleştirecek bir "helvacı," yani "müteşebbis" olmaksızın helva yapmak mümkün değil. Hatırlatmak gerekirse.. Helva yapma konusundaki sicilimiz, geçmişte fevkalade kötüydü. Burnumuz, yanık helva kokusuna alışmıştı. Krizleri kanıksamıştık. Helvayı yaktığımızda, krize tosladığımızda, IMF'nin kapısını çalıyorduk. Böylece, vaziyeti idare ediyorduk. *** Peki, şimdiye kadar ne öğrendik? Sadece "ulusal gözlük" kullanmak, helvayı kavurmak ve satmak için yeterli olmuyor. Helvacılar, "üretim, finansman ve pazarlama" kararı verirken, küresel boyutu da dikkate almak durumunda. Dolayısıyla, "ulusal gözlüğümüze" bir de "küresel mercek" eklemek gerekiyor. Böyle bir bakış açısını ihmal ettiğimizde, saçmalamaya başlıyoruz. Mesela... *İhracatı teşvik etmek kaygısıyla, Merkez Bankası Başkanı'nın yakasına sarılabiliyoruz. *Politika üretmek adına, "korumacı dönemin rantlarını" canlandırmaya çalışıyoruz. *Dalgalı kur rejimini eleştiriyor ve alternatif çözüm olarak "enflasyon kadar kur artışı" diye bilinen bir tuzağa düşüyoruz. *Herhangi bir zaman diliminde, şirketler için doğru olan mikro çözümlerden ya da sektörel reçetelerden, makro hezeyanlara sıçrıyoruz. *** Çözüm mü? Daha önce de teklif etmiştim. Diyorum ki.. Merkez Bankası Başkanı değişti. Elimizi çabuk tutalım. Fırsat bu fırsat, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nu feshedelim; onun yerine, reel kesimi temsil eden sanayici ve ihracatçılardan bir yeni "Kurul" oluşturalım. Kurul: -Faizi indirsin, kuru yükseltsin, enflasyonu düşürsün, dış şokları önlesin, ithal enerjiye olan bağımlılığımızı azaltsın, rekabet gücümüzü artırsın, cari açığı buharlaştırsın! Dahası.. -Ekonominin tüm oyuncularını memnun edebilecek, "her derde deva bir kur rejimi" formüle etsin. Bu kısır tartışma bitsin. Ne dersiniz?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.