Avrupa Savunma ve Güvenlik Kimliği (ASGK) savunmamız açısından önemi hergeçen gün artan bir konu. Ancak AGSK hakkında halkımız çok şey bilmiyor. İşte biz de sorulara tam kaynağından cevap aradık. Genelkurmay Başkanlığı Strateji Dairesi Başkanı Tümgeneral H. Nusret Taşdeler mevzuyla ilgili detayları okuyucularımızla paylaştı. Kışlalı - Türk yetkililer son günlerde yapılan konuşmalarda NATO'nun Washington zirvesinde ASGK'yı ilgilendiren konularda varılan mutabakata şimdi uyulmadığına işaret ettiler. Washington'da alınan Türkiye'yi yakından ilgilendiren kararlar nelerdi? Taşdeler -Sözünü ettiğiniz kararlar 'Stratejik Konsept'te Avrupalı müttefiklerin güvenlik ve savunma alanında daha fazla sorumluluk yüklenmelerinin sağlanması yönünde alınacak kararların, tüm müttefiklerin güvenliğini ön planda tutması ve Avrupa Birliği'nin savunma ve güvenlik boyutunun güçlendirilmesi sürecinin bütün ittifakı etkileyeceği ifade edildi. Bütün Avrupalı müttefiklerin bu sürece katılmaları gerektiği de belirtildi. Zirve Bildirisi'nde ise AB üyesi olmayan Avrupalı müttefiklerin AB öncülüğünde gerçekleştirilecek kriz yönetimi harekatına katılımlarına büyük önem verildi. Batı Avrupa Birliği (BAB) kazanımlarının gelecek çalışmalar için temel olması kararlaştırıldı. Eksiğimiz yok ama... Kışlalı- Türkiye açısından ilk eksiklik hangi noktada? Taşdeler- Barış zamanında sadece 'danışma' içeren kriz olduğunda 'katılım' modeli 50 yıldır Avrupa güvenliği ve savunmasına katkıda bulunmuş Türkiye için yeterli olur mu? Türkiye BAB harekatına karar mekanizması dahil tam hakla katılma imkanına sahipti. Şimdi bu hak yok sayılıyor. Helsinki'de AB'ye aday statüsünü kazanmamız iyi ama AGSK konusunda bize yeni hak getirilmedi. Kışlalı- NATO imkan ve kabiliyetlerinin kullanılacağı AB harekatında durumumuz nasıl olacak? Taşdeler- Hiçbir yetkisi olmayan "Katılımcılar Komitesi"nde yer alacağız. NATO üyesi olmayan AB üyeleri yetkili olacak.Türkiye AB'nin karar alma otonomisine karışmıyor. Sadece harekata ilişkin karar sürecine; NATO destekli AB harekatı ise en başından itibaren, bağımsız AB harekatıysa harekata katılma niyetini belirttikten sonra katılmak istiyor. BAB ve AB içindeki aktörler aynı Washington'da kararlar alınırken aynı zamanda AB üyesi olan 11 müttefikimiz AB'nin niteliklerini, hukuki ve kurumsal sınırlamalarını gayet iyi bilmekteydiler. Kanımca, barış zamanında 15'lerin alacakları kararları veto hakkı olmadan AGSK'ya katılmamız AB'nin hukuki yapısına aykırı olmaz. Biz kapsamlı bir katkı önerdik. Ama bunu "ilave kuvvet" olarak değerlendirdiler. Bu ayrımcı bir yaklaşım. Parlamentomuz ve kamuoyumuz bunu nasıl benimser bilinmez. Eğer AB beklentileri karşılayacak biçimde gözden geçirirse temel hedefe mevcut katkımızı koruruz. NATO söz konusu yeteneğine 50 yıllık birikim ile ulaştı. AB'nin böyle bir yetenek oluşturması kolay değil. Büyük zaman, para ve çaba gerektirir. Siyasi kararlılığa da ihtiyaç gösterir. 15 AB üyesinin oy birliği gerekir. Çoğunluğun buna karşı olduğunu düşünüyoruz. Onlar nasıl olsa NATO imkanlarına sınırsız erişim sağlanır düşüncesiyle şimdi suskunlar. NATO-AB ilişkisinde son durum Türkiye NATO-AB işbirliğinin Washington zirvesi ve NATO stratejik konsepti dokümanlarına uyması gerektiğine inanıyor. Bu ihmal edilmezse desteklemeye hazır. AB savunma planlamasında, NATO'da ciddi kaygılar doğuran yeni bir yapı tesis etti. Farklı örgütler mevcut kaynaklardan daha büyük kaynak elde etme ya da diğerinkine sahip olma yarışına girecekler. Bu kaçınılmaz. NATO Genel Sekreterliği'nin bir formülü var. Transatlantik bağının devamlılığını sağlamak, yeteneklerini geliştirmek tüm müttefiklerin oluşuma katılımını sağlamak amaç. Görüşümüz AB üyesi olmayan Avrupalı müttefiklerin AGSK'ya tam katılımı, DCI (Savunma Yetenekleri Girişimi) ve EDI(Avrupa Savunma Girişimi)nin birleştirilmesi ve Avrupa Güvenliği'nin birlikte sağlanması ve geliştirilmesidir.