Kazakistan parlamento seçimlerinde 7 parti dışında olan bir seçenekti “Hiçbiri” pusulası! Demokratik ülkelerde bugüne dek denendi mi bilmiyorum ama kardeş ülke Kazakistan, bunu son seçimlerde denedi.
Peki, sonuç ne oldu dersiniz?
248 bin 291 kişi, yani nüfusun yüzde 3,9'u "Her şeye karşıyım" pusulasını mühürledi! 6 milyon seçmenin oy kullandığı seçimde yaklaşık 250 bin seçmen bütün adaylar ve partiler içinde kendisine hitap eden olmayınca “Hiçbiri” pusulasına oy vermiş oldu...
Anket şirketlerinin, kamuoyu anketlerinde siyasi partiler listesi dışında bir de “kararsızlar” şıkkı vardır. İşte bu kararsızlar “Hiçbiri” diyenler aslında. Seçimlerde sandığa gittiklerinde gönüllerine göre bir parti bulamadıklarında var olan partiler içinde kendilerine en yakın partiye kerhen oy vermek mecburiyetinde kalıyorlar.
Birkaç gündür siyasi partilere koşan kimi milletvekili aday adaylarının biyografilerine bakıyorum. Beyefendi veya hanımefendi, kapısını çalmadık parti bırakmamış bugüne kadar. Belli ki vakti de var, parası da… Bu kez yine piyasaya çıkmış, bir partide kendine yer bulmuş aday adayı olmuş. Seçilmeyeceğini, aday dahi gösterilmeyeceğini bile bile bir insan neden aday olur dersiniz?
İlgili siyasi parti iktidar olursa şayet, aday adayı kontenjanından bir görev almak, bir makamı zapturapt altına almak için! Tipik şark kurnazı mantığı bu… Zaten seçimlerden sonra bu aday adayları muhakkak bir yerlere getiriliyor ve onore ediliyor. Düşünsenize, işinde gücünde, bilimle, ilim irfanla uğraşanlar vakit bulup parti kapısı aşındırmadıkları için hak ettikleri yerlere bu kimseler yüzünden gelemiyorlar!
Geçen gün bir partiden ihraç edilmiş bir hatun kişiyi gördüm. Bugünlere iyi hazırlandığı çok belliydi zira uzun zamandır sosyal medyada kendini övüp duruyordu. Hemen hemen her siyasi partiye bir göz kırpmışlığı vardı lakin kimi partiler kendisini ciddiye alıp yüz vermedi. Gördüm ki paranın ve gücün de etkisiyle direksiyonu bir partiye kırıvermiş ve aday adayı oluvermiş! Muhtemelen adaylığa terfi edecek. Seçim hazırlıkları için de yüzüne türlü estetikler yapmış, süslenmiş, püslenmiş. Vekil de seçilirse bundan sonra dava adamlığına soyunacak gayrı!
Hemen hemen her şehirde bir soyadı yarışı da var. Şehrin eşrafından paralı pullu, kelli felli ailelerin yaşlı olanları, sıralarını savdılarsa bu kez sıra gençlerinde kabilinden bir başvuru yarışı olduğunu görüyorum. Peki niye? Fakir fukara çocukları, soyadı meşhur olmayanlar siyaset yapamaz mı? Yapar elbette hem de en iyisini yapar lakin bu saydıklarımdan sıra gelirse!
Biz yeteneklerimizi, değerlerimizi, geleceğimizi, hak ve adalet telakkimizi, böyle yele verdik işte! Bir şehirde bir siyasi niçin üç, dört kez milletvekili olur? Oysa vekillik bir meslek değildir! Halka hizmet götürmek, halkın dilek ve temennileri doğrultusunda hareket edilmesi gereken geçici bir görevdir.
Umarız ki siyasi partiler, milletvekili adaylarını belirlerken aday adayının soyadını, ailesini, şöhretini, parasını, pulunu değil; kişiliğini, şahsiyetini, güvenirliliğini, insanlığını, davasına olan vukufiyetini, ilmini, irfanını, görgüsünü ve şahsi başarılarını dikkate alarak karar verirler.
Hâsılı bu kadar eleştiri alanı bulunan seçim demokrasisinde “Hiçbiri” pusulasının olması önemli bir boşluğu dolduracaktır. Kararsız ve memnuniyetsiz kitlenin sayısı ülkemizde tam olarak bilinmiyor. Böyle bir pusulanın konması, en azından siyasete küsmüş, memnuniyetsiz, sandığa alaka göstermeyen ümitsiz seçmenin büyüklüğü hakkında da bir fikir ediniriz.
Aslında gerçek demokrasi için bu “Hiçbiri” pusulası elzemdir...