samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Deprem bölgesinde tarım meselesi…

Sesli Dinle
A -
A +
Dün Malatya’dan akraba, arkadaş ve dostlarla görüştüm.
 
Hemen herkes bölgeden ciddi bir göç yaşandığını söylüyor. Ancak özellikle altını çizdikleri husus kayısı bahçeleri ve tarım meselesi oldu. Bölge ve şehir için çok önemli bir ekonomik girdi olan kayısı, bu göçlerden nasıl etkilenecek?
 
Meseleye Malatya özelinden baksak da bütün deprem bölgesi aslında birer tarım şehri olma özelliğini de taşıyor! Bu göçlerle çok ciddi bir iş gücü kaybı yaşanacağı konuşuluyor. Zaten bu şehirdeki tarım işçilerinin büyük çoğunluğu civar illerden gelen insanlardı. Depremle birlikte şehirden ayrılmaları söz konusu…
 
Kimi çiftçiler, depreme rağmen topraklarını sürmeye, hazırlıklarını yapmaya başladılar lakin bölgeden giden insanların dönüp dönmeyeceği bilinmiyor. Malatya için kayısı çok önemli ve kayısı bölge ve şehir ekonomisi için hayati önem taşıyor. Peki, ne yapılmalı?
 
Her şeyden önce büyük kayısı bahçeleri olan çiftçilerin bölgeden gitseler de geri döneceklerini düşünüyorum. Şehirden ayrılanlar her iki evden birinin hasar gördüğünü bu soğuk günlerde barınma sorununu çözemediklerini anlatıyorlar. Bu elbette geçici bir durum… Ancak bölgede ikamet edip de evleri hasar gören, kayısı bahçesi sahibi olan veya tarımla uğraşan insanlara geçici de olsa bu bahçeler içinde konteyner veya prefabrik evler yapılarak destek verilebilir.
 
Bu, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Hatay için de söz konusu bir durum. Bu şehirlerde tarımla geçinen ailelerin ivedilikle desteklenmesi gerekiyor. Sadece barınma değil, tarımla ilintili ihtiyaçlar için de ekonomik anlamda destek şart! Aksi takdirde bu dağınıklık ve yaşanan göç hareketinin tarıma yansımalarını önümüzdeki yıl göreceğiz ve karşılaşacağımız olası tablo, hiç de iç açıcı değil…
 
Malatya’da bilhassa Doğanşehir, Akçadağ gibi ilçeler Kahramanmaraş’a daha yakın konumda olmalarının bedelini ağır ödeyen tarım ilçeleri. Her iki ilçede çok ciddi yıkım yaşandı. Özellikle Doğanşehir yerle bir oldu. Her iki ilçede de çok önemli kayısı bahçesi rezervi var ve insanların büyük çoğunluğu geçimini bu üründen ve tarımdan sağlıyor.
 
Şehirlerin yeniden imar ve iskânı çok önemli elbette… Ancak önceliğin şehirlerden ziyade tarımla uğraşan kırsalda olması gerektiğini hararetle savunuyorum. Bu insanların tarım alanlarını satışa çıkarmaları söz konusu ve bu kesinlikle önlenmeli.
 
Ülkemizde tarımla uğraşan insan sayısının günbegün azaldığı bir dönemde depremin vurduğu bu şehirlerde gerek mülk sahiplerinin gerekse tarım işçilerinin elinden tutulmalı ve çok farklı stratejiler kullanılmalıdır nitekim tek bir tarım insanını kaybetme lüksümüz yok!
 
Belki de TİGEM mensubu olan mühendis ve tarım işçileri, bir süre bölgede görev almalı ve her türlü çalışmada bu insanlara yardım eli uzatılmalıdır. Hiç kimse unutmasın ki bu ülkenin her geçen gün tarıma ve hayvancılık ürünlerine olan ihtiyacı artıyor…
 
Para ise para, destekse destek, fiziksel yardımsa yardım! Hiçbir şey geride bırakılmamalıdır. Adıyaman’ın bir mercimek deposu, Malatya’nın kayısı, kiraz, armut ve şeker pancarı deposu olduğu unutulmamalıdır. Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş’ın tarım ve hayvancılıktaki büyük çeşitlilik potansiyeli asla ve kata göz ardı edilmemelidir.
 
Bu deprem sadece şehirleri, apartmanları yıkmadı, kurulu bir düzeni de yıktı. O düzeni yeniden tesis etmek herkesin görevi. Ancak herkesin öncelikle şehir merkezlerine odaklandığı şu günlerde bu husususun da göz önünde bulundurulması hem ülke, hem de bölge insanının yararınadır.Hâsılı depremin yerle bir ettiği o kurulu düzeni yeniden kurmak vaktidir.
 
Yeniden, yeniden, yeniden...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.