samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Türkiye, Rusya için kritik bir ülke!

A -
A +
Rusya, tarihî hafızamıza baktığımızda biz Türk milletini çok üzmüş bir ülke.
 
Neredeyse iki asır boyunca geniş bir coğrafyanın hâkimi olan Türk toplulukları gâh Çarlık Rusya’sında gâh Sovyet Rusya’sında çok ciddi, tarifi imkânsız bir esaret yaşadılar. Türkistan aydınları sebepsiz yere büyük kıyımlara uğradı. Türk topluluklarına kültürel asimilasyon uygulandı.
 
Hâsılı, Rusya ile asırlarca sayısız sorun yaşadık.Ancak millî mücadele yıllarında Rusya’nın dış politikada izlediği Türkiye yanlısı tutumu 1. TBMM hükûmetinin elini rahatlattı. Öyle ki zaman zaman silah ve para yardımlarının yapılması da o zamanlarda çok önemliydi. Sovyet Rusya’nın Türkiye’nin bağımsızlığını tanıması, toprak bütünlüğünü kabul etmesi, misak-ı millîyi onaylaması gibi etkenler o dönem şartlarında hayati öneme haizdi.
 
TBMM kurulur kurulmaz ilk ziyaretin Rusya’ya yapılması Batı emperyalizmine karşı birlikte mücadele etme temeline dayanıyordu. O tarihlerde Rusya’da dört liderden birisi olan Lenin’in “Asya’da İhtilal Doktrini” Rusya’nın bu yaklaşımında çok etkili oldu. Zamanın Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey başkanlığındaki heyet, millî mücadele döneminde mükerrer sayıda Moskova’ya gitti.  Rusya’nın Türkiye’ye karşı olumlu tutumu Türkiye’ye derin bir nefes aldırmıştı.
 
Aradan yüz yıl geçti. Tarih tekerrür etti. Ve Rusya tam bir yıldır Ukrayna savaşı nedeniyle çok ağır yaptırımlara maruz kaldı. Bu kez Türkiye, bu zor zamanlarda Rusya ile çok yapıcı, her iki ülke için olumlu sayılabilecek adımlar attı. Aslında son birkaç yıldır Rusya’nın Suriye politikasını dışarıda bırakırsak Rusya ve Türkiye arasında hemen her alanda müspet politikalar, kurgular dizayn edildi. Rusya Cumhurbaşkanı V. Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında oluşan iyi niyetli diyalog, dostluk ve hukuk, uluslararası alana da sirayet etti.
 
Önceki gün ünlü Rus gazetesi İzvestiya ’da "StrategPRO” Analitik Merkezi Başkanı Yazar Alexander Vedrussov’ a ait bir makale yayınlandı. Yazar Vedrussov, Türkiye ve Rusya hakkında çok ilginç bir analiz yapmış:
 
“Kuzey Akım'ın kapatılmasının ardından Rusya için Türkiye'nin önemi önemli ölçüde, hatta belki de kritik derecede arttı. Bu ülkede kurulacağı söylenen gaz merkezinin lansmanı acil bir mesele olmakla birlikte Moskova ile Ankara arasındaki ilişkilerin istikrarı daha önemli. Rusya'nın Batı yaptırımlarını aşma zincirinde Türkiye kilit bir ülke. 2023'te Türkiye, parlamento ve daha da önemlisi cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidiyor.  Türkiye'nin, liderliğini daha Batı yanlısı bir liderliğe değiştirme seçeneğini göz ardı edemeyiz. Ankara'nın Washington ile bozulan ilişkisini onarmanın sonuçları, Rusya'nın potansiyel olarak yüzleşmek zorunda kalacağı büyük bir tehdit!”
 
Ancak yazar Vedrussov, yazısının şu bölümünde daha da ilginç şeyler söylüyor:
 
“Erdoğan'ın bizim dostumuz olmadığını anlamak önemlidir. Ama artık ona düşman demek zor. Çok fazla sayıda uluslararası sorun, Moskova ve Ankara tarafından şu ya da bu şekilde millî menfaatler temelinde 'çözülmek' için yönetiliyor. Basitçe söylemek gerekirse, Erdoğan Türkiye'sinin Avrupa'nın yaptığı gibi ABD baskısına boyun eğmesi ve kendi çıkarlarının zararına hareket etmesi pek olası değil. 2023'te muhalefet iktidara gelirse, Ankara'nın katı pragmatik bir rotadan Batı yanlısı bir dış politikaya geçişi, Rusya için olumsuz sonuçlara yol açabilir.” Türkiye’nin Rusya için ne denli kritik bir ülke olduğunu gördüğümüz makale, Suriye ile başlatılan yapıcı görüşmelere de vurgu yapılarak sona eriyor.
 
Ne diyelim?
 
Dış politikada dostluk yoktur, menfaatler vardır!
300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.