Ali Sami Yen Spor Kompleksi’nde oyun kadar dikkati çeken bir pankart vardı; “Millî takım kulüpler üstüdür; üstünün en üstüdür.”
Harika! Sadece pankartlara değil kafalara da kazınması gereken bir gerçek bu.
Macaristan maçı, millî takımımız için kritik bir sınav. Mutlaka kazanmalıyız. Tek konsantrasyonumuz tek düşüncemiz bu. Ama gel sen bunu benim medyama anlat. Maça birkaç saat kalmış. TFF Başkanı aracından iniyor. Mikrofonlar uzanıyor. TFF Başkanı’na sorulan ilk soru: “Başkanım derbi maçına yabancı hakem gelecek mi?”
Yuh be arkadaş. Pes be arkadaş.
Maç başlıyor. Bizim çocuklar harika işler yapıyor. Macaristan gibi zor bir takım karşısında o genç kadrosuyla 3-1’lik galibiyete uzanıyor. Hem de yıllar sonra.
O da benim medyamı pek tatmin etmiyor. Montella, yine onları mutlu etmiyor.
Meslektaşımız maç sonu basın toplantısında soruyor.
“Hocam, sizden önce bir gelenek vardı millî takımda. Üç büyüklerden oyuncular çağrılır ve oynatılırdı. Ama bugün Beşiktaş’tan hiç kimseyi göremedik sahada. Bu konuda taraftarların da tepkisi var. Bunun özel bir sebebi var mı?”
Donup kalıyorum, ekran karşısında. Ve dua ediyorum. Allah’tan o koltukta o an Montella oturuyor. Ya Fatih Terim ya Şenol Güneş olsa. Bugün başka şeyler konuşuyor olurduk.
Gelelim maçtan saatler önce tribüne asılan o pankartta yazılana.
“Millî takım kulüpler üstüdür, üstünün en üstüdür!”
Ve sonrasında maç öncesi TFF Başkanı’na ve sonrası Montella’ya yönetilen sorulara…
Vefa günümüzde nasıl İstanbul’da bir semt adı olarak görülüyorsa; ülkemiz futbol ikliminde de “millî takım kulüpler üstüdür” sözü sadece tribünlere asılı bir yazıdan fazlası değildir maalesef.
M.Tahir Kum'un önceki yazıları...