Jose Mourinho o hareketi niye yaptı?
Acaba durup dururken mi yaptı?
Yoksa birisi mi onu tahrik etti, kışkırttı?
Asıl soru bu.
Tamam Mourinho’yu asalım, keselim.
Kınayalım, cezalandıralım.
Peki onu kışkırtan, bu eylemi yaptırtan, olaya sebep olan, tahrik edenin hiç mi günahı yok?
Acaba, Okan Buruk hakemleri tebrik edip hiçbir şey söylememiş, rakip takım teknik adama hiçbir hareket çekmemiş olsaydı, öyle bir olay (burun sıkma) yaşanacak mıydı?
Bir defa daha dünyaya böyle rezil olacak mıydık?
Hayır…
Mesela, Barış Alper Yılmaz yedek kulübesine giderken durup dururken mi rakip takım futbolcularına ve yedek kulübesindekilere saldırdı veya saldırıya teşebbüs etti?
Tabii ki hayır… Elbette ki Fenerbahçe yardımcı antrenörü Foti’nin kendisine yönelik onu tahrik eden sözlerinden dolayı.
Barış Alper Yılmaz da ona karşılığını sözlerle değil fiili müdahale ile vermek istedi.
Araya takım arkadaşları oradaki kişiler girmeseydi o da Mourinho gibi eylemini fiili olarak gerçekleştirmiş olmayacak mıydı?
Peki o zaman Barış Alper’in saldırı girişimi konusunda Foti tahrik etmekle suçlayanlar Mourinho’nun eyleminde Okan Buruk tahrik etmesine niye aynı pencereden bakmaz, neden aynı mantıkla yaklaşmaz?
Mourinho’nun yaptığı elbette kabul edilemez.
Ancak tıpkı Barış Alper Yılmaz’ı kışkırtan Foti gibi, Mourinho’yu kışkırtan Okan Buruk’u aynı şekilde sorgulamamız, yargılamamız gerekmez mi?
Foti için çenesini tutsa, ses çıkartmasa ortalık karışmayacak, oyun durmayacak, Barış Alper Yılmaz da gidip yedek kulübesine oturacak demiyor musunuz?
Peki Okan Buruk çenesini tutsa, o kol hareketini yapmasa, Mourinho da uslu uslu soyunma odasının yolunu tutmayacak mı?
Foti tahrik etmesinin, kışkırtmasının ve söylediklerinin bedelini ödedi.
Peki ya Okan Buruk?
Tarihî kışkırtması yanında kâr kaldı.
Mourinho’nun eylemi için “Burada hiçbir kışkırtma yok” diyebilir miyiz?
Hem görüntüler hem de hakemler tahrik var diyor.
Bu dördüncü hakem Burak Pakkan’ın raporunda sabit.
Raporda şöyle yazıyor “Müsabaka bittikten sonra Galatasaray’ın teknik sorumlusu Okan Buruk orta sahaya gelerek hakem ekibini tebrik ederken aynı anda orada bulunan rakip takım teknik sorumlusuna yönelik “Very good referee performance” şeklinde bağırarak onu tahrik etmiştir ve bunun akabinde de müsabaka hakemi tarafından sarı kart görmüştür.”
Kısacası tahrik bizim görüntüden çıkarttığımız bir sonuç değil, raporlarda yer alan bir fiildir.
Ama gel diyor ki bizim Disiplin Kurulu kendileri için resmî delil olan mutlak dikkate almaları gereken o tahriki görmemezlikten geliyor.
Niye? “Aman Galatasaray’ı kızdırmayayım, kışkırtmayayım.”
Yani Mourinho’ya ceza keserken mutlak dikkate alması gereken haksız tahrik eylemini kullanmamak için ihlalin türünü değiştiriyor.
Yani saldırıdan beş maç ceza kesip, 12. maddeyi yani haksız tahriki dikkate alarak bunda indirime gitmenin Okan Buruk’u ve Galatasaray’ı kızdırmasından korkuyor.
Sırf “Okan Buruk’un eylemi Mourinho’nun daha az ceza almasına sebep oldu” sonucu çıkmasın diye.
Ha “sportmenlik”ten üç maç vermişsin, ha “saldırı”dan beş verip, “tahrik”ten üçe indirmişsin. Hepsi aynı kapıya çıkıyor.
Ama bizim PFDK işin içine Okan Buruk’un eylemini koymak istemiyor.
Aman Galatasaray bir şey demesin.
Tahir Kum’un önceki yazıları...