Mourinho’nun vahşi ormanı!

A -
A +

Yine bir Avrupa sınavında derede boğulduk…

 

Takım ritmini tutmuş, moral motivasyon desen tavan, rakip de tam istediğimiz gibi sıradan denilebilecek Glasgow Rangers. Maç, Kadıköy’de. Fenerbahçe için “Çanta da keklik” desen, kimse çıkıp “Hadi oradan” diyerek karşı gelmez.

 

Bu evdeki hesap. Peki ya çarşıdaki? Kalemizde gördüğümüz beş gol! Geçin o santimetreye vurulduğunda tabelaya yansımayan iki golü. Kimse kusura bakmasın “keklik” dediğimiz takım, kibir abidesi bir teknik adamın Fenerbahçe’sini avladı. Oysa ki birçoklarına göre aynı zamanda dâhiydi o… 

 

En-Nesyri Hava Yollarına ne oldu? Hava şartlarından dolayı iptal mi oldu seferleri? “Yapmayın, etmeyin” dedik dinletemedik gencecik Yusuf’a kıydılar, “Manchester United, Yusuf Akçiçek için Kadıköy’e geliyor” haberleriyle. Peki ya Talisca için ne diyeceğiz? “Albüm çalışmalarından bitkin düştü ondan tel tel döküldü” mü diyeceğiz? Sezon başının en pahalı transferi Maximin’den bugüne dek bir minimum bir katkı bile göremedik. O sizin dâhi teknik adamın haftalarca aylarca yüzüne bakmadığı Oğuz Aydın’ı arar hâle geldik.

 

Mesele bir yenilgi meselesi değil. Mesele gerçeklerle yüzleşme meselesi. Mesele Fenerbahçe’yi yönetenlerin âdeta bir taraftar duygusuyla hareket ediyor olma meselesidir. Özellikle de Mourinho konusunda. Benim de meselem bu zaten. Rakibine laf atmış, hakemine korkak demiş, basına laf çakmış, TFF kurullarına gider yapmış… Bunlar ülke futbolunu yönetenlerin problemi. Karşılığını verirler vermezler; o onların vicdanlarına kalmış bir şey.

 

Ancak bir Portekizlinin ülkemize maç yönetmeye gelmiş bir Sloven hakeme, benim Türk hakemimin yanında, hem de benim evimde “Ormana hoş geldin” demesidir, benim ağrıma giden. Onların yanında Türk hakemleri için “Onlar korkak” demiş. İşin o kısmında değilim. “They are hustling this jungle” cümlesindeki “jungle” yani ormana takıldım ben.

 

Bu “orman”dan kasıt nedir, neyin benzetmesidir. Varsa bir cevabınız verin, izah edin, ikna edin “pardon o şekilde anlamadık” deyip özrümüzü dileyelim. Fenerbahçeliliği bırakın bir tarafa bir Türk vatandaşı olarak incinmiyor musunuz bu laflara? Nerede benim “milliyetçi” başkanım!..

 

 

 

M. Tahir Kum'un önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.