Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 60. Hükümetin programını sundu. Bugün TBMM'de tartışılacak. Program Türkiye gündemini takip edenler için sürpriz değil. 14 ay önce yayınlanan 9. Kalkınma Planı (2007-2013) bu programda öngörülen hedefleri vermişti. 22 Temmuz seçimleri öncesinde AK Parti'nin "Seçim Beyannamesi" olarak halkımıza açıkladığı metin ile de 60. Hükümet Programı tam örtüşüyor. Yani program birkaç günlük aceleci, yavan bir çalışmanın ürünü değil. Uzunca, iyi düşünülmüş ve gerçekleştirilebilir hedefleri öngören, ayağı yerde bir programdır. Milletimize hayırlı olsun. Başbakanın ancak bir buçuk saatte okuyabildiği geniş programın temel vurgularına bakmak bile başımızı yerden kaldırmaya, uzak ufuklar düşlememize yetiyor: * Sivil bir anayasa, * Yargı bağımsızlığı, * 800 milyar dolar gayri safi millî hâsıla, * Kişi başına 10 bin dolar gelir, * 40 milyar dolar turizm geliri... * 200 milyar dolar ihracat... * 500 bin konut, * AR-GE harcamalarını bütçenin %2'sine yükseltmek, * Tek kartla; vergi, nüfus-vatandaşlık, sağlık ve sosyal güvenlik, ehliyet, ruhsat, pasaport vb işlemlerini yürütebilmek, * Türkiye'yi krizlere tepki veren savunmacı bir ülke konumundan çıkarıp, bölgesel ve küresel vizyonu ile gelişmeleri yönlendirebilen belirleyici bir aktör haline getirmek, * AB normlarını yakalamak, Türk ve akraba devlet ve topluluklara sahip çıkmak, * ................... Bunlar 60. Hükümet'in 2013 hedeflerinden rakama sığan bazıları. Özetle; Erdoğan beş yıldır başarıyla uyguladığı ekonomik programını ve sağladığı kalkınmayı, bu defa adalet; demokratikleşme, özgürleştirme ve dışa açılma çabaları ile taçlandırmaya niyet etmiş görünüyor. Bunlardan sâde biri meselâ tarihimizde ilk olacak sivil bir anayasa bu iktidarın tek hedefi olsa bile yeter. Kişi başına 10 bin dolar milli geliri gerçekleştirmek, bir iktidara beş yıl destek vermeyi tek başına hak eder... Ve güçlü hükümet Bu hedefler 60. hükümetin icraatı sonunda gerçekleşecektir. Binaenaleyh kabinenin her üyesinin yarışan bir performans sergilemesi gerekiyor. Her organizasyon gibi, hükümetler de minimum yasasına tabidir ve en zayıf halkası kadar güçlüdür. 59. hükümetin başarısı, birkaç zayıf halkası yüzünden gölgelenmişti. Şimdi o bakanlıklarda yeni yüzler görüyoruz. Bir liderin en önemli görevi yardımcılarını, ekibini seçmektir. Başbakan Erdoğan'ın kabinesine aldığı kimselere bakarak, kendisine ne görev biçtiğini, ne yapmaya kararlı olduğunu da anlıyoruz. Erdoğan aşiret reisi mantığıyla adam seçmiyor. En yakın dostunu başının üstüne koydu. Hiçbir komplekse kapılmaksızın, gelecekte yerini bırakacağı yetenekleri de kabinesine aldı. Bir yandan da onları yetiştiriyor. Mükemmel bir kurumsallaşma ve liderlik sergiliyor...