Vaktiyle Marksist, ateist, deist vb. lâ-dînî kamplarda dolaşmış birçok entelektüel günün meseleleri hakkında İslâm'ın hükmünü, Müslümanların görüşünü, duruşunu öğrenmek için samimi sorular soruyorlar. Köşelerinde yazıyorlar. "Bizler bu konularda hüküm verecek, yorum yapacak ehliyette değiliz. Müslümanlığı bilmiyoruz. Ama bilen, samimi Müslümanların açıklamalarını bekliyoruz" diyorlar. Haftalardır bakıyorum, cevap verecek güçlü sesler, ehil kalemler arıyorum. Bulamadım. Onun için aynı konuda ikinci defa soruyorum. Sözüm önce öğrenci başına iki öğretim üyesinin düştüğü anlı şanlı ilâhiyat hocalarımıza. Sonra da köşelerinde dînî açıklamalar yapan yazarlarımıza; Sizler o soruların muhatapları değil misiniz? Bugüne hiç gelmeden, menkıbeler naklederek görevinizi yaptığınızı ve İslâm'ın mesajını duyurduğunuzu mu sanıyorsunuz? Sıcak gündeme tevafuk etmediğiniz için bu ülke aylarca "Müslümanlıkta tesettür var mı, yok mu?" diye tartıştı. "İnsan öldürmenin hükmü nedir?" diye sordu durdu! Vebal altında olduğunuzu hiç düşünmüyor musunuz? Sütunlarınıza tarihî menkıbeleri rastgele yapıştırarak günü geçiştiriyorsunuz. İnsanlar dinî akîdelerin geçmiş zamanlara mahsus gerçekler olduğunu sanıyorlar. Bugünlere hiç gelemiyorlar. Gelemedikleri için günlük hayatlarında dinle bağ kuramıyorlar. Ve yüce İslâm, seviyesiz ağızlarda gevelenip duruyor. Gündeme uyan, insanların merak ettiği meselelere doyurucu cevaplar hazırlamak o kadar mı zor? İslâm'ın temel referansları ortada; Kurân- kerîm, hadîs-i şerîfler, icmâ-ı ümmet, müçtehitlerin kıyâsları... Sâdece İmam-ı Âzam Ebû Hanife zamanında beş yüz bin fıkıh meselesi çözüldü. Onun talebeleri ve diğer müçtehitler binlerle kitap yazdılar. Nice âlim ve tarikat büyüğü zamanlarında ortaya çıkan meselelere cevaplar verdiler. Hepsi de tasnif edilmiş, arşivlenmiş bulunuyor. Yani dinî bilgilere erişmekte kaynak sıkıntısı yok. Bilgileri işlemek için azıcık gayret ederseniz metot zorluğunu da aşarsınız. Az bir zahmetle gündemi takip edin ve temel referanslardaki bilgilerle eşleştirin, yazın, konuşun! Hiçbir şey yapamıyorsanız bâri İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin bin yıl önce İhyâ kitabında uyguladığı metoda sahip çıkın. Eğer onu da yapamıyorsanız bâri dinden geçinmeyin, çekilin. Hiç olmazsa sahanın boş olduğu belli olsun!