AB: Birlikten doğan kuvvet

A -
A +

Avrupa Birliği siyasî hedefler üzerine kuruldu. Ama onu canlı tutan ve başarılı kılan sağlam bir iktisadî temele oturtulmuş olmasıdır. 25 ülke birleşince 450 milyon nüfuslu dev iç piyasa oluştu, ortak para(euro)'ya geçiş bu temeli sağlamlaştırdı. Küresel güç olmada teknoloji önemli ise de, nüfusun büyüklüğü ve yapısı tayin edici olmaya devam ediyor. Gelecekte Çin ve Hindistan dünya ekonomisinde ve siyasetinde bugünkünden çok daha fazla tartacaktır. Uyanan bu iki devin birleşme veya birlikte hareket etme ihtimalleri hem Avrupa'yı, hem de ABD'yi düşündürüyor. Bu itibarla Avrupa iktisadî büyümeyi sürdürmek ve küresel rekabette ayakta kalabilmek için yeni üyelerle çapını büyütmek zorunda. Bugün ayrı ayrı ele alınacak olsa ne Almanya'nın, ne Fransa'nın ne de bir başka Avrupa ülkesinin esamisi okunmaz! Tek başına hiçbirinin dünya ticaretine ağırlığını koyması ve menfaatlerini savunması mümkün görünmüyor. Ama yekpare ele alındığında AB bugün dünyanın en büyük ekonomisi, en büyük ihracatçısı, sporda birinci, kültürel çeşitlilikte, edebiyatta öncü. Dünyanın 150 büyük şirketinden altmışı Avrupalı. Bunların hepsi birlik olmanın sonuçları. Ama henüz tüm meseleleri çözmüş, her yokuşu aşmış değiller. ? Dayanışma içinde rekabet Bugün 25 ve ileride belki 30 küsur üyeli olacak AB kendi içinde rekabet ettiği oranda canlı kalacak. Ama rekabet dayanışmayı ortadan kaldırmaz. Meselâ sıkça gördüğümüz su baskınlarında veya bir tabiî âfete maruz kalındığında AB bütçesinden âfetzedelere yardım ediliyor, kredi veriliyor. Bugün 450, yarın 550 milyon tüketici sosyal ve iktisadî yardımlardan faydalanacak. AB komisyonunun yönettiği fonlar üye devletler ve bölgeler arasındaki gelir ve kalkınma eşitsizliğini azaltmak için kullanılıyor. Otoyolların, hızlı trenlerin, limanların birlik çapında geliştirilmesi ve tecrit edilmiş mahrumiyet bölgelerinin kalkındırılması için Avrupa Yatırım Bankası destek veriyor. Mal, hizmet ve insanların serbest dolaşımı teşvik görüyor. Sanayi ötesi topluma dönüşmüş Avrupa'nın meseleleri daha karmaşık olmaya başladı. Avrupa 12'ler dönemindeki yeknesaklık içinde değil. Komünist dayatmalarla 70 yıl yaşadıktan sonra, topluca AB'ye giren ülkelerin verimlilikleri, gelir seviyeleri, hayat kaliteleri çok gerilerde. Bu meseleleri ancak birlikte çalışarak çözecekler. Elli yıldan bu yana Avrupa Birliğine dahil olan her ülke kazandı. Bu kazanç 1+1=2 tarzı bir artış olmadı. 25 ülkenin birleşmesi 25'ten büyük etti. Birleşerek küresel arenada pazarlık ve yaptırım güçlerini artırdılar. AB'nin en üstün yönü şüphesiz kişi özgürlüğünü değerlerin merkezine koymasıdır. O medeniyet projesine dahil olanlar ideolojik dayatmalardan, halkı horlayıp tepeden bakanlardan bir daha geri gelmemek üzere kurtuldular. Ülkemiz elbet bir gün o birliğe dahil olacak ve halkımız da 1+'nın hazzını duyacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.