AB işleri nasıl gidiyor?

A -
A +

Ekim ayından bu yana hızını, en azından gümbürtüsünü kesmiş görünen Avrupa Birliği müzakereleri üzerinde muvafık ve muhalif kesimler aynı soruda birleşmiş görünüyor: Herkes "AB ile işler nasıl gidiyor?" diyor. Muvafıklar işlerin tavsamasından veya iki adım ileri bir adım geri atıyor görüntüsünden endişeli. AB hedefi sapmasın, gölgelenmesin, 2014'e kalmadan işler bitsin istiyor. Muhalifler açıktan AB karşıtlığı yapmıyor/yapamıyor. Ama işler bir yerlerde tıkansa, "bize özel" yöntemler, sorgulanamaz devlet günleri geri gelse diye bekliyor. Niyetler ayrı olsa da sorular aynı: "AB ile işler nasıl gidiyor?" Mercek altına alalım, olaylara yakından bakalım. Önce Babacan ve ekibi TÜSİAD toplantısında ayrıntılı açıkladılar. Özetle AB komisyonu ve gözlemcilerinin beklediğinden daha hazırlıklı olarak taramaların sürdürüldüğünü, 35 dosyanın 18'inde tanıtıcı taramanın bittiğini, 18 dosyadan 14'ünde ayrıntılı taramanın tamamlandığını söylediler. Bu gidişle Ekim 2006'da yani bir yılda tarama süreci kapanacak. Bunun ne anlama geldiğini tartmak için iki milyon nüfuslu Slovenya'da tarama sürecinin iki yıl sürdüğünü hatırlamak gerek. AB dönem başkanlığını yürüten Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik, AB komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olly Rehn katılım müzakerelerinin bu ilkbaharda başlayacağını ayrı yerlerde açıkladılar. 2005 senesinde ülkemizde 10 milyar dolar dolayında doğrudan yabancı sermaye yatırımı gerçekleşmiş. Bunun 5.5 milyar doları AB üyesi ülkelerden gelmiş. 2006'da bu miktar daha artacak görünüyor. Bu gelişmeler AB sürecinin getirdiği ivmenin sonucu. Sonra Gül Türk Ocakları Kurultayı'nda muhaliflerin sıkça eleştirdiği konuya değinerek "Avrupa Birliği'ne inanmadığımız hiçbir şeyi vermedik" dedi. "AB ile ilişkilerimizde rüzgâra kapılan yaprak gibi olmayacağımızı" sözlerine ekledi. Yani Türkiye yönünden bir gevşeme, yön değiştirme yok. Olumlu bir ivmeyle ilerlediği anlaşılıyor. Ama yetmez. Bir şeyi daha bilmemiz gerekiyor: Avrupa dağılma sürecinde mi? Türkiye - AB müzakereleri iki taraflı bir süreç. Türk halkı yukarıdaki sorularla meşgulken acaba Avrupa'da hava nasıl? Sürecin sağlıklı ilerlemesi arabaya koşulan atların ahenkli ve tam asılmasına bağlı. Atlardan biri tembel ise veya bacağında topallık varsa ne kadar kırbaçlasan nafile. Arabanın oku bir oyana sapar, bir bu yana. Ama asla daha hızlı gitmez. Önce bu koşum zafiyetini ortadan kaldırmak lâzım. Avrupa bu yıllarda kendi ağırlığını tartamıyor. Nerde kaldı ardındaki yükü çeke! İtalya seçimleri yapıldı. Ne çıktı? Almanya birkaç ay önce seçim yaptı. Büyük koalisyona mecbur kaldı. Fransa çalkalanmaya devam ediyor. 2008'den önce de toparlanacağı yok. Bunları nasıl yorumluyorsunuz? Gelecek yazıda ele alacağız....

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.