Amerika ipe un mu seriyor?

A -
A +

Bizim olduğu kadar Irak ve Irak'a komşu diğer ülkelerin, Avrupa Birliğinin, Rusya'dan Çin'e pek çok ülkenin gündeminde ön sırada yer alan Erdoğan-Bush görüşmesi yapıldı. Haftalardır kamuoyunda öyle bir hava estirildi, beklentiler öylesine yüksek tutuldu ki, bütün televizyon kanallarında ancak seçim gecelerinde gördüğümüz cinsten özel yayın programları vardı. Konu hakkında bilgi ve görüş sahibi olan pek çok kişi saatlerce iki liderin açıklanan konuşmalarını yorumladılar. Sadece sözleri değil, mimikleri, liderlerin tüm vücut dillerini de yorumlarına kattılar. Beklentileri çok fazla olan, liderlerden çerçevesi, zamanı, çapı açık seçik tarif edilmiş bir eylem planı açıklaması bekleyenlere göre "dağ fare doğurdu". Buna karşılık Türkiye'nin PKK meselesini Amerikan başkanına ve dünya kamuoyuna doğru anlatmak ve yapacağı bir askerî operasyonda uluslararası camianın desteğini almak, en azından tepkisini çekmemek şeklindeki asgarî beklentide olanlar için Beyaz Saray görüşmesi amacına ulaştı. Başbakan Erdoğan memnun olduğunu söyledi. "İkili mekanizma tutmadı. Üçlü mekanizma verelim!" Başkan Bush'un dişe dokunur tek ifadesi şuydu "PKK terörist bir örgüttür. Türkiye'nin de, Irak'ın da, ABD'nin de düşmanıdır. Katilleri yakalamak için doğru istihbarata ihtiyaç var." Ama konuşmasını "Komutanlarımız arasında üçlü bir mekanizma kurarak hareket edelim" diye bağlaması, geçen yıl iki koordinatör general atayarak işleri nasıl savsaklattığını hatırlayanlar için, "Bush yine ipe un mu seriyor?" sorusunu hatırlattı. Başbakan Erdoğan özetle "Terörist kamplarının dağıtılmasında, liderlerinin yakalanmasında ve lojistik desteğin engellenmesinde yapılabilecekleri konuştuk. Tarafların diplomatik, siyasi, askeri olarak müşterek çalışması önemli. Ama dostlarımız hemen harekete geçmez ise biz gerekeni yaparız" dedi. Ama bundan sonra ne olacağı sorusuna cevabı sanırım CISIS'te yaptığı konuşmada verdi: "Artık sabır taşımız çatladı!" Oval Ofis'te basına açık olarak yapılan görüşmelerden ayrı olarak iki liderin baş başa bir görüşme daha yaptıkları biliniyor. Yani aysbergin gövdesi bizim için meçhul. O itibarla gerçekte neye karar verildiğini, hangi ihtimalin gerçekleşeceğini basına açık ifadelerinden tam çıkaramıyoruz. Şu andan itibaren birkaç günlük zaman son derece kritik. ABD terörün elebaşlarını yakalar veya "anlık istihbarat" vererek bizim yakalayıp, kamplarını yerle bir etmemizi sağlarsa ne âlâ. Değilse Türkiye uluslararası hukuktan kaynaklanan müdahale haklarını kullanmaya kararlıdır. Çatlayan sabır taşı Kandil Dağından aşağı nasıl bir heyelâna sebep olur, hangi sınırda durur, kıvılcımı hangi noktalara taşır kestirilemez. Amerikan cephesinde biz PKK ile uğraşırken, dün Avrupa cephesinde "Türkiye İlerleme Raporu" yayınlandı. Ama kimse oralı olmadı. Âcil, bir kere daha önemliyi arka plâna itti. Yazık!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.