Avrupa'nın en mutlusu Türkler!

A -
A +

Bir haber: "Uluslararası araştırma şirketi The Gallup Organization Europe, AB ülkeleri ile Türkiye'de anket yaparak 'halk memnuniyeti ile kurumlara güveni' ölçtü. Ankete göre, 'Türk halkı, Türkiye'nin ilerlediğini ve liderlerin iyi çalıştığını' düşünüyor". Sevindirici bir olay. Özellikle geleceğe dair kötümser yorumların yayıldığı ve soğukluk estirildiği bir dönemde ferahlatıcı ilâç gibi.... Gallup'un anketine göre, Türk halkı ülkenin beş yıl öncesine göre ilerlediğini düşünüyor ve bundan gurur duyuyor. Geleceğe de umutla bakıyor. Ülkesinden gurur duyan milletler arasında halkımız yüzde 65 oranıyla ilk sırada. Türkleri, yüzde 40'la Yunanlılar, yüzde 39'la İspanyollar, yüzde 30'la Macarlar, sonra İngilizler, İtalyanlar, Danimarkalılar, Fransızlar ve Almanlar izliyormuş. Son sırada ise yüzde 13 ile İsveçliler geliyormuş. Bu sonuçları Pazartesi günkü yazımızda ele aldığımız Birleşmiş Milletler 2005 İnsani Gelişmişlik Raporu ile birleştirerek yorumlamak gerekiyor. Hatırlarsanız orada Türkiye'nin insani gelişmişlik notunun "orta" olduğunu ve 177 ülke arasında ancak 94. sırada yer bulabildiğine işaret etmiştik. Yukarıda adı geçen ülkelerin insanî gelişmişlik notu ise herkesten yüksekti ve küresel camiada ilk 30'u içinde yer alıyorlardı... İnsanî gelişmişlik notu düşük olan Türkiye'de halk nasıl oluyor da, gelişmişlik notu en yüksek Avrupa insanlarından daha mutlu ve umutlu olabiliyorlar? Bu ne anlama geliyor? Gallup: 'insanî gelişmişlik arttıkça halk umutsuzluğa düşüyor' mu diyor? Ya da PNUD: "Deliye her gün bayram. İnsani gelişmişlik azaldıkça, halk geleceğe umutla bakıyor' demek mi istiyor? İkisi de değil. Bendeniz Gallup listesini tersine çevirerek işi çözdüm: O zaman liste; İsveç, Almanya, Fransa, Danimarka, İtalya, İngiltere, İspanya, Macaristan, Yunanistan, Türkiye şekline dönüşüyor. Yani yüksek gelir ve insani gelişmişlikten, düşük seviyelere doğru sıralanıyor. Tekrar okuyunca şu anlam çıkıyor: * Refah yükseldikçe ve gelişmişlik arttıkça küçük katkılar insanlar için fazla önem ifade etmiyor. Tıpkı okyanustaki şilep için suyun daha derin olması bir şey ifade etmediği gibi. Oysa bataklığa saplanmış bir kayık için suyun yarım metre derinleşmesi kurtuluş demektir! * Avrupa ülkelerinde doygunluk öyle bir noktaya varmış ki, ne ikram etseniz mutluluklarına önemli bir katkı yapmıyor. Oysa garibana bir simit, kimsesize bir tas çorba hayat demektir. * Jandarma dipçiği yemiş, aydın ihanetine uğramış Türk insanı, yöneticilerinden küçük bir iyilik görünce pek mutlu oluyor. Demokrasi ve özgürlük ülkeleri ile, devletçi kafalı, yarım demokrasili ülkelerde algılamalar böylesine farklı olabiliyor. Türk halkı "inadına ters!" davranmayan kişileri kucaklamaya, "gölge etmeyen" kurumları desteklemeye hazır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.