Anayasa tartışmaları gündemimizi giderek dolduruyor. Böyle olmasında çok fayda var. Halkımız ilk defa kendi iradesiyle bir anayasa yapma imkânına kavuşmuş bulunuyor. Bu fırsatı sonuna kadar kullanmalı, fikrini söylemeli, anayasa yapımına katkıda bulunmalıdır. Bunun için meslekten hukukçu veya siyasetçi olmak şart değil. Okuyan, düşünen, sorgulayan, kurcalayıp analiz eden, halkını tanıyan, Türkiye'nin meselelerine duyarlı olan her yurttaşın hem görevi, hem de sorumluluğudur. Ne kadar geniş katılım sağlarsak o oranda "sivil anayasa" yapmış olacağız. Yeni anayasa taslağı henüz açıklanmadığı için, onu tartışmanın zamanı değil. Ama o görücüye çıkmadan beklentilerimizi söylemekte bir beis yok. Kim bilir, taslak üzerinde çalışanlara yardım da etmiş oluruz. Anayasa bir toplumsal mutabakat metni olacağına /olması gerektiğine göre, bendeniz hangi özü taşıması gerektiğini kendimce söyleyeceğim. Biz ve ben "Aramızda fark yok, özelliklerimiz veya tutum ve davranışlarımız aynıdır" anlamına "biz bize benzeriz" deriz ya, BEN öyle olmadığımı söylemek istiyorum. Basit gördüğümüz, belki de hiç üstünde durmadan kullana geldiğimiz bu zamirler aslında ideolojilerin çarpıttığı öldürücü mermilerdir. Ne Firavunun tebaasında, ne de Nemrut'un çevresinde BEN yoktu. İlk Hıristiyanlarla birlikte yaktığı Roma'yı seyrederken lir çalan Neron da BEN istemiyordu. Kendilerini putlaştıranlar hep önlerinde erimiş, kimliksiz ve kişiliksiz BİZ yığınları aradılar. Eğer bir tane BEN çıksaydı, çıkabilen yaşatılsaydı zalimlere yer kalmazdı. Çok eskilere gitmeye gerek yok. Şu isimlere bakın: Stalin, Hitler, Mussolini, Franko, Salazar, Peron, Enver Hodja, Çavuşesku, Jivkov... Parselledikleri coğrafyada ülkelerini kendi isimleriyle özdeşleştirmiş diktatörler serisi. Hepsi de BİZ'leştirilmiş yığınların mutlak efendileriydiler. Erişilmez, bölüşülmez güçleri vardı. BEN onların hazzetmediği amansız düşmanlarıydı. Onlar varsa BEN olamazdı, ancak BİZ olabilirdi... BİZ işte böyle bir mecaz. BEN'i yani bireyseli yok etmek için kolektivizmin kullandığı korkunç maske! Ayn Rand'ın ifadesiyle "Başkalarının düşünmediği kelimeleri düşünüp, bir yere not etmek BİZ'e aykırı", "BİZ bütünün içinde bir, birin içinde bütünüz. BİZ, hepimiz kardeşiz. İşleyen bir kafa ile doğmuş olmak, kardeşlerinden farklı olmak kötü bir şeydir", "Ebedî, bölünemeyen ve tek olan BİZ'den başka kimse yoktur. Bütün insanların ortak arzularından başka arzu olamaz", "İhtiyaçların neler olduğunu BİZ bilmeyiz. Onları öğretmenlerimiz takdir eder. BİZ toplumunda mesut olmamak yasaktır", "Ama" diyerek cahilliğinizi ve farklılığınız itiraf etmekten sıkılmıyor musunuz? ................ Diktatörlerin elinde devlet, BEN'i silen ve BİZ topluluğuna dönüştüren bir tahakküm aygıtı. Gelecek yazımızda BİZ ve DEVLET ilişkisini ele alacağız.