Çağımıza ne ad verileceğini tartışmaya gerek yok. Yaşadığımız çağ, onlarca yakıştırma arasında "bilgi çağı" adını almayı hak ediyor. Bilgi çağında (kimi bilgisizlikten, kimi resmî öğretiden ve dayatmadan kaynaklanan) asırlardır kabullendiğimiz bazı varsayımların artık geçerli olmadığını fark ediyoruz. Sabitler üzerine kurduğumuz modeller günü çözmeye ve geleceği örmeye yetmiyor. Her şey eskiden geldiği sırayla ve süreyle olmuyor. Bazıları ya hiç gelmiyor, ya da akla hayale sığmaz gibi görünen birçok yeni faktör üçer beşer ansızın çıkageliyor. Çağı anlamak ve var olmak için kıymet hükümlerimizi/değerlerimizi test etmek, gerekirse yeniden inşa etmek zorundayız. Her gün, her dem cereyan eden olayları yorumlamak için başka açılardan bakmak, yepyeni paradigmalar edinmek gerekiyor. Eski öğretileri bir bir sorgulamak gerekiyor. Sorgulamayanlar ya çağın farkında olamıyor, ya da bir ömür "tartışılmaz doğru" bildiklerinin temelsiz ve ışıksız aldatmacalar olduğunu görmek istemediklerinden, kafalarını kuma gömüyor. Dağ bildiklerinin karton yığını olduğunu fark edince, dağı yenibaştan tarif etmek sorumluluğu zor ve mihnetli iş. Bu mihneti aşıp, zoru başaranlar değişiyor. Değişimi başaranlar ebedî değişmezin mâverâsında koordinatlar yakalayıp, yıldızlar galaksisinde bile savrulmuyor, boşlukta kaybolmuyor... Google dünyayı önümüze serdi Google arama motorunun son yıllarda insanlığa sunduğu hizmetleri takip ediyorsunuzdur. Evvelki yıl Amerika'nın seçkin üniversitelerinin kütüphanelerindeki milyonlarca kitabı internet ortamına taşıyacağını duyurdu. Geçen yıl isteyen herkese sınırsız kapasitede elektronik arşiv ve (kişisel, grup içi) özel gazete çıkarma hizmeti vermeye başladı. Bu yıl ise dünyayı önümüze serdi. http://earth.google.com adresine giren herkes dünyanın herhangi bir ülkesini, dağını, vadisini, şehrini, isterse evini, yazlığının arka bahçesini görebilir! İster kuşbakışı, ister paftayı yatırarak topografyayı, haritayı çevirip 360 derece seyredebilir. Buyurun size bilgi çağının yüklediği bir mükellefiyet. Bazıları dünyanın tepsi gibi düz olduğunda direnebilir. İsteyen noktadan küresele, küreselden noktaya gidip gelebilir. Yaklaşılması, görüntü alınması, fotoğraf çekilmesi yasak ne kadar "özel" ve "kamusal" obje ve alan varsa bu programla hükmünü yitirmiş bulunuyor. Zira bir metreye kadar olan tüm cisimler (şimdilik bazı yerler kısmen sisli olsa da) görülebiliyor. Denizden yüksekliği, bir yere mesafesi ölçülebiliyor. Bendeniz merak ettim. Toroslar'ın kuzey eteklerinde kayalık yöredeki köyümü bulabilir miyim diye... Patika yollarına, çocukluğumda çimdiğim derenin kıvrımlarına kadar buldum. Şimdi oturduğum evi, park etmiş araçları gördüm. Merak ediyorum; milyonla cilt kitap, toplumlardaki her hareket, nokta nokta arz önümüze serilmişken, piramitlerin en yüksek yapılar olduğuna inandırılmış firavun köleleri hâlâ ısrarlarını sürdürecekler mi? Devekuşları çağın gerçeklerini görmek yerine, kafalarını gömmeye devam edecekler mi? Kibirle sıfırdan başka değer bilmeyenler, bu çağda çok bocalayacaklar!