Bırakın söylensin, ellemeyin yazılsın

A -
A +

TCK 301. maddesini yeniden düzenleyen teklif komisyonlardan geçti. Meclis önümüzdeki günlerde tansiyonu iyice artıracak tartışmalara sahne olabilir. Zira maddeye karşı olanlar vatanperverliği kullanıyor, halkın milliyetçi damarına basıyorlar... Bir zamanlar milletin anasını ağlatan 163. madde vardı. Kaldırılınca 312 kondu. O kaldırılırken 301. getirildi. Şimdi onu kaldırmaya veya hiç olmazsa değiştirmeye çalışıyoruz. TCK yenilenirken bu maddenin millete sıkıntı vereceği pekâlâ biliniyordu. O zaman kulak ardı edildi. Şimdi üzerine AB gölgesi düşmüş olarak yapıyoruz!... Maddenin amacı ve varlık sebebi (sözde), devleti ve devletin temel kurumlarını, yani meclisi, cumhurbaşkanını, hükümeti, orduyu, yüksek yargıyı hakaretten korumak ise de, (özde) "kutsal devlet"i eleştirilerden uzak tutmaktır. Mâlum ülkemizde devletin maddî ve manevî şahsiyetinin yanında, biz zavallı bireylerin ve sivil kurumların şahsiyetlerinin bir değeri yoktur! Yargımız devleti koruma ve kollama duyarlılığıyla yoğrulmuştur. Adalet insanın mutluluğu için değil, devletin güçlü olması için bir araçtır. Hukûku üstünlerin yaptığı ve kanunların güçlüden yana işlediği düzenlerde adâlet aramak beyhude. Çinlilerin bir sözü var: "Bir çocuk meyve çalar ya da yumurta aşırırsa hırsız diye yakalanır ve cezalandırılır. Ama eğer birisi darbe yapar ve top yekûn ülkeyi çalarsa, kahraman olur, heykeli dikilir!" diyor... Böylesi trajedileri yaşamak istemeyen toplumlar ülkelerinde hukûkun üstünlüğünü savunuyorlar. Hukûku üstün kılmak için de ifade özgürlüğünü her şeyin üstünde biliyorlar... Ülkemizde düşünce ve ifade özgürlüğünün evrensel standartlara eriştiğini söyleyemeyiz. Eleştiri sınırları içinde düşüncelerini açıklayanlar, görüş bildirenler dahi kovuşturmaya ve soruşturmaya maruz kalabiliyor. Düşünce suçundan en çok dava açılan ülkelerden biriyiz. 2002-2007 arasında 6725 kişi hakkında 1481 dava açılmış. Bunlardan 745'i mahkûmiyetle sonuçlanmış... Nobel almış tek yazarına memleketinde yazma yaşama özgürlüğü bırakmayan, nice kalem ve kelâm erbabına hayatı zindan eden "sansürlü ve çeyrek arası demokrat" ülkede olmak hiç birimizi mutlu etmiyor. Devleti korumayı hesaplarken, insanı kurumaya terk etmemelidir. Siyaset kurumundan beklediğimiz devletten önce bireyin ve toplumun hukukunu gözetmesidir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.