Cumhuriyet Bayramının ardından
Cumhuriyetin 83'üncü yılı dolayısıyla kutlamaları izledim, devlet ricâlimizin beyanatını okudum, yorumları inceledim, Boğazın iki yakasını kavramış ışık fıskiyesi İstanbul gecelerini taçlandırırken, Cümbüşe soluk veren anlamı kovaladım. Resmi geçitlerin talimli ritminde, sokaktakilerin kendi hallerinde esen havayı kokladım. Kelimelerin dizilişinde, seslerin tizliğinde, yontulardaki çekiç izlerinde müessirlerin ruh hallerine uzanan yollar aradım. *** Bendeniz ayrıntıya girmeyen tasvipten, Derindekini elletmeyen götürü satıştan, Taşkın sevinçten, ölçüsüz hınçtan hiç hazzetmem. Evham derecesinde tedbir alanın aklından, gözünü budaktan esirgemeyenin cesaretinden şüphe derim. Kraldan fazla kralcı sadakatin bir ihaneti kuluçkaya yatıracağını, çatlatan dürüstlüğün bir gün yolsuzluğa kılıf olabileceğini düşünürüm. Ve sorgulamayı aklından geçirmeyecek kadar saf görünenlerin, sâdık olabileceğinden şüphe duyarım... *** Altının altın olduğunu ispat için kanuna ihtiyacı yoktur. Çamura düşse de, altın ayarını korur, Zaman aşımına uğramış demiri pas tutar, tenekeyi delinmekten yasayla kimse koruyamaz. Tarih boyunca her yerde kalpazanlar olagelmiş, yalan ve hile ile iş görenler toplumdan hiç eksilmemiş, Gerçek yüksek insanlar "yanılmazlık ve yenilmezlik" iddiasında olmamışlar, insanüstülüğe hiç özenmemişler, Ama her devirde yalakalar peydahlanıp "sen öylesin" diyerek nice iyileri yerin dibine batırmışlar... *** Cumhuriyetin 83'üncü yılında kutlamaları izledim, çok beyanat okudum, yorumları inceledim, Boğazın iki yakasını kavramış ışık fıskiyesi İstanbul gecelerini taçlandırırken, Cümbüşe soluk veren anlamı kovaladım. Resmi geçitlerin talimli ritminde, sokaktakilerin kendi hallerinde esen havayı kokladım. Kelimelerin dizilişinde, seslerin tizliğinde, yontulardaki çekiç izlerinde müessirlerin ruh hallerine yollar aradım. *** Cumhurbaşkanımız Cumhuriyet bayramı mesajında yine iç düşman tehlikesine dikkat çekti. "Cumhuriyet ile barışık olmayan kimi oluşumların çağdaş Türkiye görüntüsü ile örtüşmediğini" belirtti. Daha bir hafta önce Ramazan Bayramı vesilesiyle de aynı çerçeveyi kullanmıştı. Halbuki Sn. Sezer demokrasiyle barışık olmayan kişi ve oluşumların çağdaş Türkiye ile örtüşmediğinden de söz etmiş olsaydı, cumhurun hissiyatına tam tercüman olurdu, diye düşündüm. Geçen 83 yıl zarfında halkımız cumhuriyetin demokrasiyle, devletin vatanla aynı anlama gelmediğini artık öğrenmiş bulunuyor. Tercihini demokratik yollarla ortaya koyuyor: "milletin hakimi" olacak devleti değil, "milletin hâdimi" olacak devleti arıyor. Dili, dini, ırkı, nesebi farklı olsa bile bin yıllık vatanını çok seviyor.