Erdoğan ve Albayrak ailelerinin düğünü münasebetiyle içerden ve dışardan gelen ve kucaklaşan insanlar çok şeyleri düşündürdü. Bazı yazar dostlarımızın "düğün değil tantana" tarzı eleştirilerine katılmıyorum. Olayları zamanı, şartları ve emsali ile ölçmek gerekir. Eğer sayın Erdoğan başbakan değil de, sâde vatandaş olsaydı aileler arasında sâde bir düğün yapardı. Ama konumu ona ayrı bir misyon yüklüyor. Ben devlet adamı diye her hareketini milletine ve insanlığa artı değer kazandırmak için atabilen adama derim. Bölen, toplumu geren, ufku karartanlara değil! Erdoğanlar millete vakar, komşularımıza huzur kazandıran bir iş yaptılar. Kutluyorum. Ürdün Kralı, Pakistan Devlet Başkanı, Romanya ve Yunanistan başbakanları uzaklardan geldiler, imbat esintileri getirdiler, kucaklaşıp selâmlaşıp döndüler. Hemşehrim Karamanlis çok güzel söyledi: "On yıl önce bu tabloyu hayâl bile edemezdik" diye. Liderler gönüllerini biribirlerine açarlarsa, ön yargılarından uzaklaşabilirlerse, tarihte olanları o devrin gerçekleri bilip, ders çıkarmış olarak günümüze bakabilirlerse oluyormuş meğer. Antik çağ dinozorları gibi "musırrım, sabitim, aksini düşüneni ısırırım" demezlerse ülkelerine ufuklar, halklarına da sevgi kazandırırlarmış meğer. Karamanlis düğüne geldi diye Ortodoksluğu değişmedi. Müşerref'in de kredisi düşmedi. Şerif Abdullah âyeti kerîme okudu diye Romenlerin kamusal vicdanı incinmedi. Onlar farklılıkları değerli bilerek ve saygı duyarak kucaklaştı. Liderlerin sıcaklığı ve esnek yaklaşımı halklarına da ulaştı. Ateş çemberinden, dostluk halkasına Almanya ile Fransa'dan daha kanlı bıçaklı ülke mi vardı? Kucaklaştılar, etle tırnak oldular. Avrupa dayanışmasına öncülük ediyorlar. Dostluğun kime zararı dokundu, kim kucakladı da küçüldü bu zamana kadar? Çok değil birkaç yıl öncesinde liderlerimiz bize ne derdi? Etrafımızda halka olmuş diş bileyen düşman devletlerden söz ederdi. Birlik olmayı, sıkılmış tek yumruk gibi durmayı tembihlerlerdi. Onlar ekonomideki başarısızlığı, dışarıdaki beceriksizliği hamasetle örtmeyi iyi bilirdi. Kibir ve riya akan üçlü liderler dönemini hatırlayın! Bir de şimdi komşularımıza yansıyan kucaklaşma ve dayanışma havasını. Suriye düşman değil artık. Bakın dün başbakanları yine bizdeydi. İran devrim ihraç edecek diye evhamlanan kalmadı. Kıbrıs her uluslararası platformda tepsimize konan kokuşmuş paket olmaktan çıktı. Yarın Ermenistan'la neden oturup meseleleri çözmeyelim? Rusya kavga değil, ortak arıyor. Bulgaristan soydaşlarımızı tehcir etmiyor hükümete çağırıyor. Sevmenin kime zararı dokundu, kim kucakladı da kaybetti şimdiye kadar? Bizimkileri aradı ekranlarda gözlerim... Gelselerdi düğüne neleri eksilirdi diye düşündüm, bulamadım. Millete neleri kazandıracaklarını ise sayamadım. Birbirini dışlayan, öteki diye haşlayan insanlar kucaklaşırdı. Ellerdeki taşları sevinç gözyaşları alırdı. Kalplerimiz hop ederdi ve bu toplum dayanışmada meşale çekerdi.