Tarihin seyrini kadife kumaş üzerinde dümdüz yuvarlanan bilardo topunun gidişine benzeten yazarlar var. Top ne zaman bir engele çarparsa, o zaman yön değiştirir. Bu benzetmeye göre tarih topu son yüz yılda iki defa engele çarparak seyrini değiştirmişti. Avusturya Veliahdı Ferdinand 1914'te Saraybosna'da öldürülünce Birinci Dünya Savaşı başlamıştı. Japonlar 1941'de Pearl Harbor'a baskın yapınca Amerikalılar İkinci Dünya Savaşına bulaşmış ve savaş beş kıt'aya yayılmıştı. 2001 yılında New York'taki ikiz kulelerin vuruluşu da dünyanın sonunu getirecek üçüncü savaşın başlangıcı mıydı? Amerika'da 11 Eylül saldırılarının ardından yükselen "artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" sözünü hatırlayın. Beyaz Saray ve Pentagon çevrelerinin bu sözü, heyecanlı ve "angaje" yorumcular tarafından topun yönünün değiştiği üçüncü dünya savaşının başlangıcı olarak yorumlanıyordu. Olmadı ve olmayacak da. Ama bu olay hafife alınacak cinsten de değil. Peki o zaman ne? Küreselleşen terör Bize kalırsa bilardo topu benzetmesini değiştirmek lâzım. Bu olayı bulut geçmesi gibi bir "terör geçmesi" olarak görmek daha doğru. Nasıl yüklü bulutlar atmosferde gezer ve bazı yerlere boşalırsa, dünyanın her tarafında kol gezmekte olan terör 11 Eylül'de ABD üzerine boşaldı. Ama bu boşalmanın şiddeti emsallerinden biraz fazla oldu. Terör Küdüs'ü, Filistin'i, Belfast'ı, Londra'yı, Roma'yı, Madrid'i İstanbul'u, Anadolu'yu, Cakarta'yı, Bombay'ı, Mısır, Sudan, Cezayir'i, Cidde'yi Moskova'yı yıllardır zaten kasıp kavuruyordu. Artık girmediği ülke, bulaşmadığı belde kalmadı. Terörizm devlet dışı organizasyonların siyasî amaçlarına ulaşmak için şiddete başvurmalarıdır. Uçak kaçırma olayları 1960'larda başladı ve ikiz kuleler vuruluncaya kadar dünyada 500 tane uçak kaçırıldı! Kullanılan teknik de yeni bir şey değil. Eğer uçakların kalabalık insan grupları üzerine düşürülmesi akla gelirse, 1944-45 yıllarında dört bine yakın Japon pilotunun kamikaze dalışlarıyla hem kendilerini, hem de binlerce Amerikalıyı ölüme götürdüğünü hatırlamak lâzım. 1955 ila 2000 yılları arasında dünyada 2100 terörist saldırı olmuş. Bunlardan sadece 15 tanesi Kuzey Amerika'da vuku bulmuş ve toplam yedi kişi ölmüş! Amerikalıların 11 Eylül'de "yandım anam" demelerinin sebebi bu. Komşu bahçesinde yananları duymuyorlar, aldırmıyorlardı. Şimdi bağırlarına düştü, bağırmaları ondan. Yarın uçak kaçırmalar biter, biyolojik, bir başka zaman nükleer terör başlar. Daha kötü olanı terörü desteklediği iddia edilen ülkelere yapılacak her savaşın, yeni terör epidemilerine yol açmasıdır. İşte Irak müdahalesi, terörü daha da yaygınlaştırdı. NATO toplantısı dolayısıyla İstanbul, Anadolu'dan takviye polis kuvvetleriyle korunacakmış. Dünyanın her yerinin günlük koruma programlarına, aylık bomba ihbarlarına, yıllık patlamalara programlandığı bir döneme girdik. Bir tarafta vur patlasın çal oynasın "dolçe vita laila", diğer tarafta göçürülmüş çatılar, parçalanmış bedenler. Deh demiş dünya, çüş desen de durmaz artık.