Dünyaya "küresel" bakmak

A -
A +

MİT Müsteşarı Emre Taner 21'inci yüzyılın genel politik iklimini değerlendirmiş ve küreselleşmeye vurgu yapmış: "Önümüzdeki on yıllar birçok ulusun ve ulus-devletin tarih maratonundan silinmesine sahne olacak" demiş. "Teknolojik ve ekonomik gelişmeye ayak uyduramayan toplumların ulusal egemenliklerini yitireceklerini" söylemiş. Yani "ülkelerin anayasalarında ne kadar bağımsızlık, üniterlik, değiştirilemezlik hükümleri bulunsa da, içerden değil, dışardan gelecek bir dalga (küreselleşme) onları silip süpürebilir..." demeye getirmiş. MİT Müsteşarının bunu söylemesi toplumumuzdaki bazı bağnazları, ideolojik uykudaki müzmin değişmezleri belki uyandırır. Sığırtmaca "ozon tabakası delinmiş ne düşünüyorsun?" diye sormuşlar. Anında cevap vermiş: "Ben ona karşıyım!" Toplumumuzda çoğu kimse için de böyle. "Küreselleşme diye bir şey var, ne düşünüyorsun?" desek alacağımız cevap farklı değildir: "Küreselleşmeye şiddetle karşıyız!" Aferin! Siz karşı olunca, dünya dönmekten, küreselleşmekten vazgeçiyor. Karşımızda el pençe divan duruyor! Zor bir meseleyi anlamak zahmetine katlanamayanlar, çözecek mecali, üstüne gidecek cesareti olmayanlar deve kuşu taklidi yaparlar. Yani Meseleyi inkâr ederler veya yok sayarlar. Bizim "tevhidi tedrisat" neslimiz de meseleyi anlamaktan ve farklı düşünmekten âciz olduğu için "küreselleşmeye karşı" olmaktan başka yapacağı bir şey kalmıyor. Ya şu küreselleşmeyi "Amerikan işi" ya da "alafrangalık" sananlara ne dersiniz? Dünyayı, olayları, toplum hareketlerini, insan bekleyişlerini hâlâ geçen asrın doktrin veya ideolojileriyle yorumlamaya çalışanlara? Onları da uyandırmak zorundayız. Ezberlerini bozmak istemiyorlar ama ulusçuluk, etnik milliyetçilik akımları çağımızda kocakarı ilâçlarından daha demode hâle geldiler. Bir düşünseler: * ABD ulusçuluk yapmaya kalksa "birleşik devlet" olarak nesi kalır? * Ya da AB etnik milliyetçilik diye tuttursa 27 devletten kaçı birlikte olur? * Arap dünyası kavmiyetçilikten öte yol bilmediği için darmadağınık değil mi? * Dünyadaki şu kadar milyar Müslüman, ırk/etnik köken iddiasıyla paramparça olmadı mı? MİT Müsteşarı yukarıdaki beyanatıyla küreselleşme gerçeğini vurgulamış. Korkuya mahal olmadığını, ama o gerçeği bilerek yaşamak gerektiğini söylemiş. Toplumu, ferdi, özgürlükleri, ekonomiyi, gücü, hakimiyeti, bağımsızlığı yeni baştan tarif etmek zorundayız. MİT Müsteşarı Taner, statükocu yaklaşımlar yüzünden 1990 ve sonrasındaki sürece hazırlıksız yakalandığımızı belirterek "önümüzdeki dönemde de uluslararası sistemin kuralları belli/istikrarlı bir yapıya kavuşmayacağını" vurgulamış. Türkiye'nin izleyeceği politikanın, "güçlü ekonomi, kusursuz dış politika, caydırıcı askeri yapılanma" ayakları üzerine oturması gerektiğini belirtmiş. İlâve edelim; daha az ideoloji, daha fazla özgürlük, bilim ve teknoloji ile...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.