Din deyince yakın zamanlara kadar kalabalık nüfuslu, açlık ve sefalet içinde bir ülke akla gelirdi. İnsanların afyon çektiği, bambu şapkalı, tek tip paçalı, içine kapalı komünist Çin yok artık. Mao'nun 1970'lerde ölümünden sonra iktidarı alan Cüce Deng ve ekibi Çin'in sosyal ve ekonomik yapısını değiştiren çok önemli adımlar attılar. "Eğer düşmanını yenemiyorsan, onunla müttefik ol" sözünü doğrulayan tarzda komünist Çin'e 180 derecelik bir dönüş yaptırdılar. Şimdi ekonomisini büyütüyor, parasını yönetiyor, küresel planda varlığını her geçen gün hissettiriyor. Güçler dengesinde ben de varım diyor. Devin ölçüleri Rivayet bu ya; 26 Arap devleti bir türlü başa çıkamadıkları İsrail'i Çin başkanına şikayet ederler. "Orta Doğu'da İsrail diye bir taife vardır. Herkese saldırır, kimseye huzur vermez. Bizi kurtar" derler. Koca bir bölgeyi karıştıran bu güruhun çok kalabalık olması gerektiğini düşünen Çin başkanı sorar: Sayıları nedir? İki buçuk milyon olduğunu duyunca şaşırır ve "Hangi otelde kalıyorlar?" Der. Bir milyar üç yüz milyon rakamının yanında, İsrail nüfusu elbette bir otelin yatak sayısı ile kıyaslanabilir. Çin 9.600.000 km2 yüzölçümüne (Türkiye'nin 12 misli), iki buçuk milyon silah altında askere, 970 dolar fert başına gelire, 170 milyar dolar dış borca, 290 milyar dolar döviz rezervine sahiptir. 1980 yılında dünya ticaretinde %1 paya sahipken, 2003 yılında %5 ile dünyanın dördüncü ticarî gücü olmuştur. 1.260 milyar dolar milli gelir ile dünyada altıncı sıradadır. Ülkemizin toplam milli geliri 210 milyar dolardır. Fil porselen dükkanına girerse! Çin ekonomisi son yirmi yılda ortalama %8 hızla büyüdü. 2020 yılına kadar dörde katlamayı hedef almışlar. 2013 yılında AB'den daha büyük milli gelire sahip olacak. Kömür üretiminde ve demir-çelik ithalatında dünyada birinci, petrol ithalatında ikinci sırada bulunuyor. ABD ve AB şirketleri ucuz işgücü kullandıkları ve çok az sosyal sigorta payı ödedikleri için, fabrikalarını Çin'e kaydırıyorlar. Çin şimdiden dünyanın en büyük şantiyesi olmuş. Doğrudan yabancı sermaye yatırımı 480 milyar doları bulmuş. Sadece 2003 yılında 50 milyar dolar yabancı sermaye girmiş. Bu kadar girdi boşuna değil elbette. Bunun bir de çıktısı olacak. İşte ABD ve Avrupa'nın uykusunu kaçıran budur. Kurdukları ve keyiflerince götürdükleri dünya ticaretinin kendi inisiyatiflerinden çıkmasından, Çin'in sahne almasından korkuyorlar. Fil yavaş adımlarla, hortumunu sallayarak Batının fincancı dükkanına yönelmiş bulunuyor. İki bin yıl önce Çinli komutan Sun Tzu "meçhul olanı öngören ve iyi hazırlanan kim ise, o kazanacak" demiş. Batı esrar çeken Çin'in geleceğini öngörmemişti. Çin ise bütün gücüyle hazırlanıyor! Biz mi dediniz? Onu YÖK severlere, çok söverlere sormalı!