Güçlü Avrupa hayal mi?

A -
A +

Avrupa Birliğini oluşturan 25 ülkenin toplam nüfusu 455 milyon ediyor. Bu Çin ve Hindistan'dan sonra, ABD'den önce gelen bir büyüklük. Dünyada her beş kişiden ikisi Çinli veya Hintli. 12 kişiden biri ise Avrupalı. AB dünya nüfusunun %8'i iken, dünya gelirinin %28'ini kazanıyor. Fakat ABD dünya nüfusunun %5'ine sahipken dünya gelirinin %32'sini kazanıyor. AB dünya ticaretinin %20'sine sahip iken, ABD %26'sını elinde tutuyor. Nedir, AB, ABD karşısında hep küçük ve zayıf mı kalacaktır? Bu sorular AB yöneticilerinin, strateji uzmanlarının olduğu kadar, Avrupalı sade vatandaşın da sorduğu sorular arasında. Fransa özellikle AB'nin güçlü olmasını ve dünyadaki ABD hegemonyasını engelleyen, en azından alternatif bir kutup olarak dengeleyen büyüklüğe ve güce kavuşmasını istiyor. Öncelikle de şimdiki gibi münavebe ile görev yapan altı aylık başkanlarla değil seçimle gelen ve sabit bir başkan tarafından yönetilmesini istiyor. Ayrıca AB'nin dış işlerini bir kişinin tam yetki ile üstlenip, yürütmesini savunuyor. Geçtiğimiz Haziran ayında kabul edilen taslak Avrupa Anayasasında bunlar öngörülüyor. Üye ülkelerin (bazıları referanduma giderek) kabul etmeleriyle bu anayasa yürürlüğe girecek. Sabit başkan, tek dışişleri bakanından başka, güçlü bir Avrupa ordusu da kurmak istiyorlar. Ama birkaç yüz bin, bazıları birkaç milyon nüfuslu üyeler, askerî masraflara katılmamak için, Avrupa ordusu konusunda farklı düşünüyorlar. Onlara göre AB büyük bir İsviçre (İsviçre 24 kantondan oluşuyor) olmalı, ordusu da bulunmamalı! Karşı tezi savunanlar, "peki zora düşerseniz Amerikan askeri mi çağıracaksınız" diye soruyorlar. Bu sorunun cevabını henüz bulabilmiş değiller. AB, ABD'yi yakalayabilecek mi? Avrupa ve Amerika kıyaslaması sâdece yukarıda verdiğimiz rakamlarla sınırlı değil. Dört yıl önce Lizbon'da kabul edilen strateji ile AB bilgi toplumu olmayı, dünyanın en dinamik ve rekabetçi topluluğu hâline gelmeyi hedef aldı. Ama ne var ki, üye ülkelerin çoğu kendilerine yüklenen şirketlerini daha rekabetçi kılmaya yönelik eğitim yatırımlarını ve araştırmaları yapmamışlar. İşçilerin yaşlı olması ise başka bir açmaz! Üye 25 ülkenin araştırma giderleri gayrisafi gelirlerinin %2'den daha az. Eğitim giderleri ise %5'in altında. Halbuki aynı rakamlar, önüne geçmek istedikleri ABD'de %3 ve %5 üzerinde. Yeni giren on ülkede işsizlik çok yüksek. Üstelik AB genelinde bütçe açığı %6 iken, bu oran ABD'de %4 civarında. Amerika ile arayı kapamak değil, daha da açan bu gerçekler AB yöneticilerini kara kara düşündürüyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.