İç ve dış dinamikler kesişiyor

A -
A +

AK Parti ile bütünleşen istikrar, kalkınma, dışa açılma ve özgürleşme trendini bir yerinden kırma teşebbüslerini bilmeyen yok. "Beyaz" çevreler laikçilikten başlayarak; Demirel, Rahşan, Mesut, erken seçim, broşür, Çankaya yolu... belgesellerini ardı ardına sürdüler. Yaygaracı bir kesim abartsa da halk temelinde beklenen kayma olmadı. Şimdi biri içeriden diğeri dışarıdan muharrik iki fay hattı kesişmiş durumda. Güneyimiz İsrail dehşeti ile yanıyor, içimiz PKK tırmanışı ile dağlanıyor. Her iki halde de ateşle imtihandayız. İsrail, Batı'nın Suriye ve İran'a soğuk baktığı ânı yakalamış durumda. Vurdukça vuruyor. İsrail mi ABD'ye taşeronluk yapıyor, yoksa ABD mi İsrail'in ardınca sürükleniyor tartışılabilir. Ama kesin olan "birlikte" hareket ettikleridir. Televizyonlar dünyayı yıkılan binalarla ya da Hayfa'nın boş arazilerinde patlayan katyuşa çukurlarlarıyla meşgul ederken, İsrail bölgenin yer altı ve yer üstü su kaynaklarını kontrolüne alıyor. Filistin halkını uzun vadede ölüme mahkum etmenin ya da göçe zorlamanın bundan daha sinsi ve sonuç getirici yolu olmasa gerek. Kimse bu hususa dikkat çekmiyor. Bölgede İsrail zulmünü durduracak, ona "kaşının altında gözün var" diyecek kimse yok! Türkiye'nin bölgede barış için yapabileceği şeyler sınırlı. "Medeniyetler İttifakı Projesi" çerçevesinde siyasî çabalarını sürdürmesi, Filistin halkına ve Lübnan'a insani yardım etmesi önemli. İslam Kalkınma Örgütü'nü hareketlendirmenin tam zamanı. İKÖ şimdi yaramayacak ise ne zaman işe yarayacak? Kuzey Irak Türkiye'ye tuzak! Türkiye'nin daha fazla inisiyatif alması içeride tırmanan/tırmandırılan PKK terörü ile önlenmiş durumda. Enerjimizi, önceliğimizi içeriye çevirmiş bulunuyoruz. Günlerdir ciğerimizi dağlayan şehit haberleri ile gerilmiş durumdayız. Sabrımız kalmadı! İçeride olağanüstü tedbirler, ardından sınır ötesi harekât seslendiriliyor. Tam nabzımıza göre. Hissiyatımızı çok okşuyor. "Vurup geçmek", "yan bakanları pişman etmek" ayranımızı kabartıyor. Hükümetin demokratik açılımlarına ve özgürlükleri genişletme isteğine şiddetle köstek olanların, "askerî çözüm" için bu denli destek çıkması beni işkillendiriyor! O "ulusalcı" çevre ki AK Parti'den bitlerini bile esirger! Onun için hükümet adımlarını iyi hesaplamalı. Her tercihin bir "vazgeçilen fırsat" maliyeti yüklediğini unutmamalı... Enflasyon, istikrarsızlık, dövize hücum, ambargo, askerî imaj, 28 Şubat türevi toplantılar, AB ile köprüleri atmak, özgürlükçü dünyadan dışlanmak bunlardan birkaçı. Batı'ya rest çekerek, re'sen girişeceğimiz Kandil Dağı operasyonunun cicim ayından sonra kaybolacak istikrarı ve çökecek ekonomiyi ön plana alarak iri medyanın AK Parti için atacağı manşetleri düşününce ürperiyorum... Onun için dikkat! Dolduruşa gelmeyin. Alkışa kanan, karakışa düşer! Bakın Lübnan Cehenneminden kaçan küresel sermaye güvenli konak arıyor. Siz ülkeyi huzurlu tutmaya, istikrarlı kılmaya bakın.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.