Eskiden doğulu yabancılar topluca "acem" diye anılırdı. Anglosakson, Cermen veya Latin ırklarına mensup (batılı) yabancılara da "Frenk" denirdi. Türkiye olarak şimdi tamı tamına acem ile Frenk arasında sıkışmış vaziyetteyiz. Bir tarafta İran'a yaptırım peşinde olan batı, diğer tarafta nükleer projeden vazgeçmeyeceğini ilân eden İran. Buna İran'ın "İsrail'i haritadan silmek"ten bahseden tutumunu da eklersek günün vahameti ortaya çıkar. Öyle bir Yahudi düşmanlığı ki, Tahran'ın en geniş caddesine Enver Sedat'ı öldüren Mısırlı yüzbaşının adını vermiştir. Tıpkı soğuk savaş Rusya'sının ABD Başkanı Kennedy'yi öldüren Oswald'ın adını Kremlin'e çıkan ana caddeye vermesi gibi... Bugün dünyada dokuz ülke atom silahına sahip: ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Hindistan, Pakistan, İsrail ve K. Kore. 1968 yılında Nükleer silahların yaygınlaştırılmaması sözleşmesi imzalandığında bunların ilk beşi zaten bombalarını yapmış, hatta patlatmış bulunuyorlardı. Dünya ülkelerinin imzaladığı bu anlaşmayı üç ülke imzalamadı. Bunlar: Hindistan, Pakistan, İsrail. Şimdi onlar da bu silaha sahipler. Çokça ileri sürülen bir itiraz var: İsrail'in elinde atom silahı varken, neden İran'a yükleniliyor da, Yahudilere ses çıkarılmıyor? Diye.. Çünkü efendim, İsrail 1968'de adı geçen sözleşmeyi imzalamamış... Aynı şekilde Hindistan ve Pakistan da imzalamadığı için, yasaya aykırı(!) bir durum olmuyor. İran'ın ve şer üçgenine dahil olan Kuzey Kore'nin suçu, 1968 yılında Nükleer Silahların Yaygınlaştırılmaması Sözleşmesini imzalandıkları halde, sözlerini tutmamak... Ve böylece İran dünyanın merkezi olmuş durumda... İran bugünden yarına nükleer silaha sahip olabilir mi? Sızan bilgiler İran'ın 1979 devriminden sonra bu işe çok ağırlık verdiği ve zenginleştirilmiş uranyuma çok yaklaştığı noktasında birleşiyor. Ama hemen yarın değil, yavaş giderse on yılda, çok hızlı ve K. Kore destekli giderse iki yılda bu silâha sahip olabileceği tahmin ediliyor. İran neyin peşinde? Yeni cumhurbaşkanı Ahmedinecat neye dayanarak pervasız tavrını sürdürüyor? Siyasî yorumcular Ahmedinecat'ın "acem palavrası" atmadığını, konjonktürü çok iyi okuyup, bilerek adım attığını ileri sürüyorlar. Görüşler şu noktalarda toplanıyor: * İran atom silahını yaparak dünyanın nükleer güce sahip ilk onu arasına girmek, Orta Doğu'nun lideri olmak istiyor. [Dünyada kendine yeterli yedi ülkeden biri olmak diye bir şerbetimiz vardı. İçine kapanmış, yarışmayan devleti o günün politikacısı bize böyle pazarlardı, kulakları çınlasın], * Yahudi düşmanlığında bir numara olarak, Müslüman ülkeler, özellikle de Araplar nezdinde prestij kazanmak istiyor, * Acem Şiiliğini Güney Irak Şiiliği ile bütünleştirip, Beyrut'tan Peşaver'e yayılmak istiyor. Peki bunları yapabilir mi? Bu hususu gelecek yazılarımızda ele alacağız.