İslamiyet yayılıyor, Müslümanların sorumluluğu artıyor! -2-

A -
A +

Önceki makalemizde ideolojilerden aradığını bulamayan insanların Müslümanlığa yöneldiğini bildirmiştik. Çağımızda giderek daha kabul gören liberal demokrat ve çoğulcu yönetimler de fert veya cemaat bazında Müslümanların var olmalarını, varlıklarını korumalarını sağlamaktadır. İletişim imkânlarının gelişmesi bilginin sınır tanımadan yayılmasını sağlayarak, küreselleşme de her kültürden insanların iç içe olmasına imkân vererek islâmın yayılmasına ortam hazırlıyor. Burada şu soru hatıra gelebilir: Acaba ne derece "doğru" İslâmiyet, yayılıyor? Bunun cevabını tam bilemeyiz. Bugün yeryüzündeki Müslümanların çoğu Sünnî olmakla birlikte, şiî, vehhabî, mezhepsiz olanları da vardır. Gelecekte de bunların değişen nispetlerde var olacağını, hattâ yeni bidat fırkalarının çıkacağını düşünmek lâzımdır. Esasen böyle olacağını bizzat Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve selem) haber vermiştir. Burada ister cemaatler temelinde, isterse fert olarak ele alalım, sünnî Müslümanlara çok büyük sorumluluk düşmektedir. Müslümanlar önce bilgili olmak, özüyle sözü bir olmak zorundadır. Hangi işte veya meslekte iseler üstün başarılı olmak, toplumda güzel ahlâklarıyla temâyüz etmek onlara düşer. Müslümanın her hareketinin hareketsizliğinin, sözünün ve sükûtunun, alternatifler arasında yaptığı tercihlerin bir anlamı vardır. Müslüman, her tercihinin toplumda maddî veya ahlakî bir katma değeri olduğunun farkında olmak zorundadır. Asla "neme gerek" demeye hakkı yoktur. Öyle derse şu küresel iletişim ve etkileşim dünyasında vebali çok büyük olacaktır. Yarınki küresel toplumun inanç haritası bunlara bağlı gelişecektir. İslâmı seçenlerin sayısında hızlı artış Fransa'da nüfusun %10'u(6 milyon) Müslüman ve çoğu Afrikalı göçmenlerden oluşuyor. Ancak Hıristiyan iken Müslümanlığı seçen Fransızların sayısı 70 bini aşmıştır. Almanya'da 2001 öncesinde ihtida edenlerin sayısı yılda üç beş yüzü geçmezken, 2001 sonrasında binlerle ifade edilir olmuştur. Sadece 2006 yılında Müslümanlığı seçenlerin sayısı 4000'i geçmiştir. Şimdiye kadar ihtida eden Almanların toplam sayısı yüz binin üzerinde. Amerika Birleşik Devletlerinde ise ihtida edenlerin sayısı bir milyon 800 bine erişmiştir. Bu sayının üçte ikisini Afrika kökenli Amerikalılar teşkil ediyor. 1900 yılında dünya nüfusu bir milyar 619 milyondu. Bunun 199 milyonu (%12) müslümandı. 2000 yılında dünya nüfusu altı milyardı, bunun bir milyar 188 milyonu (%19,6) müslümandı. 2050 yılında dünya nüfusunun dokuz milyar, Müslümanların iki milyar 230 milyon (%25) olacağı tahmin ediliyor[*]. Araştırmalar 50 yıl sonra dünya nüfusunun dinlerden uzaklaşma yönünde değil, dine yönelme şeklinde gelişeceğini ve insanlığın %80'ninin bir dine mensup olacağını gösteriyor. Müslümanlık şüphesiz insan fıtratına uyduğu, maddî ve manevî gelişmeyi bir arada kucakladığı için tercih ediliyor. Ama fanatik saldırılara da maruz kalıyor. Geçen yıl Danimarka'da, bu yıl İsveç'te karikatürlerle saldırdılar. Soğuk Savaş biteli beri zaten bir medeniyetler çatışması(kurdun kuzuya sataşması) ile yüz yüze Müslümanlar. Yarın başka sebepler ve araçlarla saldıracaklar. Müslümanlara düşen tahriklere kapılmamak, çapulculuk etmemektir. Tahrikler ancak vakarla söner. Vakarlı olmak için ise iktisaden güçlü, ilimle, sanatla ve ihlâsla müzeyyen olmalılar. "Bu işte ben varım" diyenlerin, vakitlerini ona göre geçirmeleri gerek... ————————— Barret David B. et al; World Christian Encyclopedia. New York, Oxford University Press, 2001 v.1, p. 4

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.