İşsizler iş, yabancı sermaye akacak yer bekliyor

A -
A +

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçtiğimiz günlerde istihdamla ilgili verileri açıkladı. Buna göre 2005 yılında nüfusumuz 71 milyon 600 bin kişi. Bunun 24.6 milyonu çalışabilir yaşta bulunuyor. Bu rakam içinde devlet veya özel sektörde istihdam edilebilenlerin sayısı 22 milyon. Aradaki fark yıl içindeki ortalama işsiz sayısını gösteriyor ki bu rakam 2 milyon 600 bin. Geçen yılın sonlarına doğru azalma seyrine girer gibi görünen işsizlik oranında bir değişme olmadığı anlaşılıyor. Şehirlerde işsizlik kırsal kesime nazaran daha yüksek. Üstelik 15-24 yaşları arasında bulunan genç kesimdeki işsizlerin oranı genel ortalamanın neredeyse iki katı. Yani Türkiye genelinde aktif yaşta on kişiden biri işsiz iken, gençler arasında beş kişiden biri işsiz. İşsizlik buzdağına benzer bir sosyo ekonomik problem yumağı; derinlemesine çapı görülmez, görülmeyince önemsenmez. Olan işte o zaman olur. Üretmesi gereken gencecik bedenlerin, hayata umutla bakıp fikirler sentez etmesi gereken beyinlerin iş bulamayıp, kendilerini sokağa salıvermeleri ne vahim bir olaydır düşünebiliyor muyuz? Aktif yaşa geldiği ve çalışmak istediği hâlde iş bulamayan insanlar toplum için her tür kötülüğün besleneceği pis bir sefalet ortamıdır. O ortamda fertler ve kitleler çok kolay istismar edilebiliyor, bir kıvılcım sosyal felâkete dönüşebiliyor. Sadece büyük şehirlerin varoşlarında değil, hicabını kolay dışarı vurmayan küçük kasabalarda ve köylerde de nahoş olaylar sürüp gidiyor... Yatırıma kaynak: Yabancı sermaye İşsizliği yenmek için ülke çapında her yıl 700 bin kişiye istihdam sağlamamız gerekiyor. Bir kişilik istihdam için yapılması gereken yatırım tutarı her sektörde değişik. 65 bin ile 90 bin dolar arasında olduğu söyleniyor. Bu, ülkemizde yılda 45-60 milyar dolarlık yatırım yapılması demektir. Kamu ve özel sektörümüz bunun ancak yarısını başarabildiğine göre, kalan 20-30 milyar dolarlık açığı Doğrudan Yabancı Yatırımlar (DYY) ile kapatmak gerekiyor. Bugün dünyada yatırılmak için yer arayan bol miktarda yabancı sermaye var. Marifet onu çekebilmekte. Bakın 5 milyon nüfuslu İrlanda yılda 25 milyar dolar yabancı yatırım alıyorken, Polonya 15, Çin 50 milyar dolarlık yabancı sermaye çekebiliyorken, Meksika, Brezilya yabancı sermaye çekme performanslarını devamlı artıyorken, biz ne güne bekledik acaba? Çok şükür, geç de olsa bazı adımlar atılabildi. Yabancı yatırımları cazip kılan politikalar semeresini veriyor. 2005 yılında ülkemize giren yabancı sermaye on milyar dolara yaklaştı. Ama bu ülkemizin çapına ve potansiyeline henüz yeterli değil. Eğer sunî tartışmalara kendimizi kaptırmaz isek, istikrar devam eder, özelleştirme aksatılmaz, AB yürüyüşümüzde duraksama intibaı vermez isek yabancı sermayenin artarak gelmeye devam edeceğini umarız. Bağnazların "Ülke satılıyor!", "ulusalımız zedeleniyor!" vs. yaygaralarına da artık kulaklarımızı tıkamalıyız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.