Kalkınma rayına girdi. Sıra adaleti sağlamada

A -
A +

Türkiye ekonomisi üst üste 20 çeyrektir büyüyor. Enflasyon bir yıl önce dünya konjonktüründen yediği darbeyi telâfi etti, TEFE ve ÜFE tekrar tek rakamlı seviyelere indi. Yaz boyunca düşmenin devam etmesi ve yıl sonu enflasyonunun 5-6 seviyelerinde olması bekleniyor. Dış ticaret performansı çok iyi. Beş aylık ihracat beş yıl önceki yıllık ihracattan fazla. İhracatın ithalatı karşılama oranı yükseliyor, cari açık düşme eğiliminde. Amerikan doları 2002 rakamlarının çok altında. Faizler 18 bileşiklerde. Seçim sonrasında güven ortamına bağlı olarak tekrar 13'lü seviyelere iner. Dahası; tarımın ekonomideki payı azalmaya, sanayi ve hizmet sektörlerinin payı artmaya devam ediyor. Otomotiv, tekstil, inşaat sürükleyici sektörler. Ekonominin bundan böyle kirleten sanayilerden çevre dostu, yüksek katma değerli bilişim, bankacılık, turizm gibi temiz alanlara kayması, daha az gelişmiş ülkelerde fason ürettirip, kendi markasıyla re-export yapmaya yönlenmesi beklenir. Sınaî üretim denince artık Adapazarı -İstanbul - Bursa üçgeni anlaşılmıyor. Denizli'den Van'a, Samsun'dan Gaziantep'e ülkenin her beldesi bir büyüme noktası hâline gelmiş durumda. KOBİ'ler kaplan oldular, dünyaya açıldılar. Küresel sermaye Türkiye'yi öğrendi ve güvendi. 1993-2003 arasında giren küresel sermaye toplamından fazlası sadece 2004 yılında girdi. 2007 yılında 20 milyar dolardan fazla yabancı yatırım bekleniyor. Yabancı yatırımcılar seçim sonrası için istikrarlı bir Türkiye tahmin ediyor ve durma veya kaçma eğiliminde görülmüyor. Hazinede altın hariç 65 milyar dolar rezerv var. İşsizliğin tam olarak çözüldüğünü veya kısa vadede çözülebileceğini beklemiyoruz, bekleyemeyiz. Ancak tarım sektöründen çözülme ve şehirlere göç devam ediyor. Buna rağmen işsizlik %10'un altına gerilemiş durumda. Yeterli değil. Ama yılda bir milyona yakın istihdam sağlanarak, işsizlik artışının önü kesilmiş durumda... 400 milyar dolar gayri safi milli hasıla ile dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz. Yıllık dış ticaret hacmimiz 200 milyar doları aştı. Bu çapta bir ekonomiyi dünyada hiçbir ülke kulak ardı edemez. Kişi başına gelir altı bin dolara yaklaşıyor. 2013 hedefi olan on bin doları geçmek kimseye hayal değil artık... Yani? Yanisi şu: 2002-2007 arası kalkınma hamlesinin çok başarılı olduğu bir dönem diye tarihe geçecektir. Adalet ve Kalkınma Partisi başlangıçta vaat ettiği hedefleri tutturmuş ve kalkınmada başarılı olmuştur. Lâkin adaleti sağlamada aynı şeyleri söyleyemeyiz. Eskisi gibi "faili meçhul cinayetler ülkesi" değiliz. Amma devletin nitelikleri arasında sayılan "demokratik" "hukuk devleti" olduğumuzu da iddia edemeyiz... İnsan hakları gelişmişlik endeksinde 90. sıralarda olmak bizi utandırıyor. İnancından ötürü öğrenim özürlüğü elinden alınan on binler, kıyafetinden ötürü horlanan milyonlar herkesi çok üzüyor. İfade özgürlüğü önünde engeller bir biri ardınca dizili duruyor.... Bunlar AK Parti döneminin ürünü değil. Derinden, taa eskilerden gelen müzmin dertlerimiz. Bin engele, her çengele rağmen kalkınmanın önünü açabilmiş AK Parti'den, yeni dönemde adaletin de önünü açmasını bekliyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.