Küresel dil ve ortak değerler

Küresel dil mahallî ve millî dilleri yok eden, onlar aleyhine gelişen bir dil değil. Toplum çoğulculaştıkça ihtiyaç duyulan ara kesit. Bir bakıma insanlığın ortak değeri, asgarî müştereği. İletişim arttıkça, toplumlar bir birini tanıdıkça küresel dil yayılacak. Takiyye olarak, zorlamayla değil, tabiî, gönüllü bir gelişme olarak. İnsanları bir birine bağlayan bu yeni dil, bir yandan toplumların tarihî, etnik köklerini, kültürlerini koruyup geliştirmelerine imkân verirken, başkalarına da açılan, farklılıkları kucaklayan yeni bir platform olma yolunda. Küresel özdeşleşme; ülke, sınır, dayatma kabul etmeyen bir üst toplumu çağrıştırıyor. 11 rakamlı dijital kimlik numaralarıyla tescil edildiğimiz küresel toplumu. İnsanı var saymak, yani onun kişiliğini kabul etmek; 11 rakamın delalet ettiği tüm farklılıklarını / aynılıklarını kabullenmek demek. "Önce insan" diyemeyen kapalı toplum tasarımcıları farklılıktan nefret ediyorlar. Ne var ki, sanat, edebiyat ve Spor (SES) bütün yönleri ve dallarıyla kişiliği ve farklılığı öne çıkaran en etkili küresel iletişim aracı olma yolunda. SES'le iletişim, diplomasinin klasik terimlerinden daha yumuşak, kibar ve etkili. Yarının savaş karşıtı, liberal ve demokratik dünyasında var olmak isteyen ülkelerin, toplumların, organizasyonların ve şirketlerin bu gerçeği iyi anlamaları gerekiyor. İçine kapanarak ve toplumu susta durduran rejimler, düzenler kurarak küresel kabul görmek mümkün değil artık. Bir sanatçının estetiği, bir çizginin veya fırçanın vurgusu, bir kalemin öyküsü yetiştiği toplumu bir anda dünyanın ilgi odağı haline getirebiliyor. Küresel camianın şefkatini kazanıyor. Entelektüel birikim arttıkça toplam gelire, çelik ve çimento tüketimine, trafikteki araç sayısına değil, kaç beyinle, hangi estetikle alemşümul kaliteye katkıda bulunduğuna bakılıyor. Bir yabancı diplomat "Türkiye'nin en önemli ihraç ürünü, askeri" demiş. Keşke dünya çapında fikir adamlarınız, sanatçılarımız olsaydı da; kitaplarımızı, estetiğimizi, mücerret varlığımızı âlemle paylaşsaydık. Küresel imajımız kılıç değil, kalem olsaydı, SES olsaydı... Futbola bir de bu gözle bakın Futbolumuz şampiyonada temsil edilmiyorsa da maçları ilgi ile izlemeye mani değil. Çim saha, izleyiciler, oyuncular ve belli kurallar küresel bir dil oluşturmuş. Stadyumlarda yüz binler, ekranları başında milyarlar küresel ortamda iletişim içindeler. ABD ile İran'ın düşman olması, küresel gösteriye gölge düşürmüyor. Oyuncular, seyirciler refleksleriyle bir şeyler söylüyor. Tribünlerde "Meksika dalgalanması" estirenler iki ülke seyircisi değil, beş kıtanın iştirakçisi. Futbol olimpiyatı yarının küresel toplumundan çizgiler, esintiler sunuyor. İngiltere'yi Beckham'ın füzesi, ümitsiz İtalya'yı Totti'nin son saniye vuruşu üst tura taşıdı. Sanatkarlar, fikir çilekeşleri, alimler, siyasetçiler de toplumlarını üst yörüngeye taşıyabilirler. Tarih toplumlarını üst kuşağa taşıyacak liderleri, erleri, erenleri kaydetmeye hazır....