Küresel kaynaklar ve çatışma haritası

A -
A +

Küresel huzursuzluğu kim kurcalıyor, bir manivelası var mı diye düşünüyorum. Belki size biraz safça gelecek ama, kolay bir anahtar ve şifre arıyorum. Demirperde yıkılıp soğuk savaş sona erince dünyanın huzura kavuşacağını sanmış, ne çok sevinmiştik. Sevincimiz kursağımızda kaldı. Hemen ardından Yugoslavya'nın dağılması ve Balkan istikrarsızlığı geldi. On yıllık İran Irak savaşı bitti, akabinde Irak'a Çöl Harekâtı başlatıldı. Libya ve Cezayir'den başlayıp, güneye sarkan bir dizi Afrika patırtısı izledik. Artık tamam demiştik. 11 Eylül saldırılarıyla "küresel terör" denilen savaşın en belirsiz ve yaygını patlak verdi. Savaşların biteceğini, hır çıkaranların uslanacağını sanarak yanılmışız. Rakibini yere serdikten sonra hızını alamayan boksörün hakeme, seyirciye, sokaktaki adama saldırması gibi bir durumla karşı karşıyayız. Artık hiç kimse güvende değil. Bugüne dönelim. Savaşlar ve iç karışıklıklar sebebiyle dünyanın kaynayan noktalarına doğudan batıya göz atalım: Endonezya, Pakistan, Afganistan, İran, Kafkaslar, Irak, Suriye, Filistin, S. Arabistan, Sudan, Nijerya, Fildişi Sahili, Şili, Venezüela. Türkiye'yi dikkatle bu zincirden çıkardığımı fark etmişsinizdir. Öyle olmakla birlikte kaynayan, kaynatılan ve istikrarsızlık riski altında tutulan bu haritanın ortak yanı şu: Bu coğrafya genelde Müslüman coğrafyası ve bu ülkelerin çoğu petrol ülkesi. Buna ister medeniyetler çatışması (Hıristiyanlığın Müslümanlığa saldırısı) deyin, ister petrol ve enerji kaynaklarını kontrol harekâtı deyin. Ama hakikat bu. Savaşmak için savaş yapılmıyor. Savaşlar barış elde etmek için de yapılmıyor. Daha geçenlerde Amerikalılar "sonunda barış anlaşması olmayacak yaygın ve uzun dönemli savaşlar dönemine girildiğini" söylemediler mi zaten? Teknikleri, icra edildiği saha ve amaçları bakımından tasnif edemeyeceğimiz savaşlar yaşıyoruz. Her şey asimetrik, belirsiz ve dengesiz. Savaşı siyasetin başka araçlarla devamı olarak tarif edenler, her şeyi sis içine atıp, işlerine bakıyorlar. Bugün petrol yarın su Ne kadar din ve mukaddesat görüntüsü verilirse verilsin bundan sonra savaşların kıt kaynakların paylaşımından doğacağını, daha doğrusu bu kaynakların ele geçirilmesi üzerine kurulacağını anlamak gerekiyor. Dünyada bir günde 80 milyon varil petrol tüketiliyormuş. 20 sene sonra bu miktar 120 milyon varile yükselecek. O güne kadar petrol rezervlerinin iyice azalacağını ve fiyatlarının hangi seviyelere tırmanacağını, bunun dünya ekonomisi, ticareti için ne anlama geldiğini iyi hesaplamak lâzım. Diğer bir derin sürtüşme konusu da tatlı su. Elli yıla kalmadan dünya nüfusunun yarısının (yaklaşık 4 milyar insanın) temiz içme suyundan mahrum kalacağı hesaplanıyor. Petrole alternatif bulunabilir. Ama suyun yerine hiçbir şey konulamaz. Ve Türkiye'yi petrol kavga hattının dışında tutmayı başarsak bile, o gün su savaşlarının dışında tutamayız!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.