Küresel sermaye oltaya takılır mı?

A -
A +

Dünya ülkelerini çağdaş ve totaliter ülkeler diye ayırmak mümkün. Çağdaş ülkelerde önce bilim ve sanatın sınırı kalktı. Şimdilerde yatırımın, ticaretin, iş yapmanın ve kültürlerin de sınırları kalmadı. Onlar nimetleri paylaştılar ve kalkındılar. Orta Doğu'nun, Afrika'nın, Güney Amerika'nın totaliter ve dayatmacı ülkelerinde ise tel örgüler, mayınlı alanlar küresel nimetlerin akışına engel oluyor. Geri kalmış ülkelerin kalkınabilmesi kafalardaki kırmızı çizgilerin silinmesine, beyinleri kuşatan tel örgülerin sökülmesine bağlı. Yatırım devleri ülkemizde Yukarıdaki tasnife göre ülkemiz ne çağdaş, ne de geri kalmış sınıfta. İkisi arasında A'raf denilen bir yer var, orada! Gündemimizi dolduran olayların çoğu aradan çıkıp medenî ülkeler safına katılmak çabalarından kaynaklanıyor. Bu ergenlik sancılarına katlanacağız ve kalkınacağız. Başka alternatifimiz yok. Ülkemizde misafir edeceğimiz dünya yatırım devleri toplantısını bu çerçevede değerlendirmek lâzım. On kadar ülkeden yirmi şirket, 2003 yılında dünyada 900 milyar dolara yakın yatırım yapmışlar. Mao çukurundan çıkıp aydınlığı gören Çin bir yılda 50 milyar dolar yabancı sermaye çekmiş. Meksika, Brezilya ve beş milyon nüfuslu İrlanda 25'er milyar dolar almışlar. Biz mi? Ses duvarını aşmışız; bir milyar dolar! Aktif yaşa geldiği halde iş bulamayan üç milyon insanımız var. Bunlara iş sahası açmak için 200 milyar dolar yatırım gerekiyor. Devlet ve özel sektörün gücü ancak onda birine yetiyor. Aradaki açığı kapatacak yatırım gücü birkaç düzine yabancı şirketin elinde. Ama onları dinlemek, 'Çin ü Maçin'e yatırdıkları hâlde bizi neden pas geçtiklerini anlamak lâzım. Yabancı sermaye patronlarının fikirlerini anlamak için böyle bir toplantıyı düzenleyenleri kutluyoruz. Küreselleşme bir realitedir Aramızdan "yabancı sermayeye hayır", "ülke satılıyor" diyecek aşırı sol, aşırı sağ, aşırı merkez kafalar hâlâ çıkabilir. Ama onlara üç bin dolar milli geliri nasıl artıracaklarını ve üç milyon işsizi kurtaracak yatırım kaynağını nereden bulacaklarını sormak lâzım. Bir de başlarını kaldırıp, aydınlık dünyaya şöyle bir bakmalarını hatırlatmak gerekiyor. İstesek de, istemesek de küreselleşme hızlanarak yayılıyor. Yirmi yıl sonra dünyamızın görüntüsü şimdikinden çok farklı olacak. Yatacak yer arayan sermayeyi kendine çekebilenler o tablonun aydınlık kesiminde yer alacak. Ama küresel sermayeyi oltaya takılacak balık zannedenler avucunu yalayacak. Onu "avlamak" değil, "anlamak" lâzım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.