Demirperdenin yıkılması sâdece komünizmin çöküşü değildi. NATO karşısında Varşova Paktı'nın yerle bir olması da değildi. Bunlarla beraber ve daha güçlü olarak soğuk savaş dönemi politika, kavram ve araçlarının çöpe atılıp, küreselleşme denen yeni dünya düzeninin kaçınılmaz bir akım olarak dünyayı sarmaya başlaması idi. Küreselleşme teknolojinin, finansın ve enformasyonun sınır tanımadan yayılmasının sonucu. Dünyanın tek kutuplu görüntüsü bu üç küresel gücün ABD elinde olmasından doğmaktadır. Küreselleşmeye direnme çabalarını izliyoruz. Ama uzun vâdede ülkeler buna ayak uydurmak yolunu seçeceklerdir. Seçmeyip direnenler küresel otoyollara giremeyeceklerdir. Kendi ardıçlı yaylalarında at koşturabilir, bir süre daha kendilerine özgü demokrasi deneyebilir, kapalı toplumlara has zorbalıkları sürdürebilirler. Ama uzun vadede küresel sızmadan kendilerini kurtaramayacaklardır. Küresel elbisenin ölçüleri Bir ülkenin küreselleşmenin neresinde olduğunu anlamak için, küresel elbisenin üzerine ne kadar oturduğuna bakmak lâzımdır. Şimdi ölçüleri hem sayalım, hem de Türkiye'de olup biteni hatırlayıp, ilişkiler kuralım. Sanırım eğlenceli olacaktır. Küreselleşmek için özel sektör iktisadî büyümenin temel motoru olmalı, devlet sanayiden çekilmeli, özelleştirilmeli (uğraşıyoruz, KİT'lerden kurtulmak zaman alacak) Enflasyon düşük olmalı, fiyat istikrarı sağlanmalı (tek rakama düşürdük, umutluyuz) Devlet bürokrasisi küçülmeli (Kamu yönetimi reformu bunu amaçlıyor. TBMM'de amansız bir çekişme var, statüko direniyor) Bütçe dengeli olmalı hatta bütçe fazlası sağlanmalı (en zayıf noktamız. Bütçe açık veriyor, yatırım yapamıyoruz, bütçenin çoğu faize gidiyor) Gümrük tarifeleri, tekeller kaldırılmalı, ihracat artırılmalı (eski korumacılık kalmadı, ihracat iyi gidiyor) Sermaye piyasası serbestleştirilmeli (İMKB iyi gidiyor, model olma yolunda) TL konvertibl olmalı (yıllardır öyle) Sektörleri, borsayı yabancı yatırımcıya açmalı (yıllardır açık. Ciddî yatırım gelmiyor. Borsaya spekülatif girip çıkıyorlar) Yolsuzlukları ve rüşveti azaltmalı (Rüşvet kesilirse işlerin tamamen duracağından korkarız. Meclis, yolsuzlukla devlet sırrının arasını bulmaya çalışıyor) Bankacılık ve telekomünikasyon sistemlerini özel mülkiyete ve rekabete açmalı (otuz banka 60 milyar doları batırdıktan, T'yi zamanında özelleştirmeyip 30 milyar doları kaybettikten sonra ayıktık). Görüldüğü üzere küresel elbise henüz bedenimize oturmuyor. Daha doğrusu tezgâhta tek boy elbise var! Bunu değil öbürünü alacağım diyemiyoruz. İki şey yapılabilir. Ya ben bu elbiseyi giymem deyip, türküdeki "aslı yok yaylasında" çarık ve şalvar kabadayısı olmaya devam edeceğiz, ya da küresel ölçülere göre belimizi, budumuzu inceltip, standart elbiseyi giyeceğiz. Bunun uydurulabilir tarafı hiç yok mu? Var tabii. Omzuna pamuk, ayakkabıya tabanlık sokuşturarak sakil durması önlenebilir. Ama ayrı kesim, farklı kumaş istemek yok! Küresel elbiseyi giyersek ne olur? Onu gelecek yazıda tartışalım.