Kutularda sıkışmış kafalar

A -
A +

Bir makalede şekil kullanıldığını görmedim. Ama meramımı kolay anlatabilmek için denemek istiyorum. Bazı okuyucularımızın yabancı olmadığı dokuz nokta bilmecesini önünüze koyacağım. Bilenler bir daha çizsin, bilmeyenler biraz uğraşsın. *** Sizden istediğim, yukarıdaki dokuz noktayı kaleminizi kaldırmadan, dört doğru ile birleştirmenizdir. İster köşeden, ister ortadan, hangisinden başlarsanız başlayın. Ha gayret! Olmadıysa bir daha, bir daha. Yılmak yok çözmeye çalışın... Çözemiyorsunuz değil mi? Haklısınız. Böyle yaptığınız sürece asla çözemeyeceksiniz. Ama size küçük bir ipucu vereceğim, hemen çizeceksiniz. Kutunun dışına çıkın Şimdi sol alttaki noktadan yukarı doğru üç noktayı birleştirin, ama üçüncü noktaya gelince durmayın, çizgiyi biraz daha uzatın. Sonra sağa kırıp ikinci bir çizgiyle iki noktayı birleştirin ama çizgiyi uzatın. Alt sıradaki noktaların hizasına gelince, sola kırıp üçüncü çizgiyle ilk noktaya varın. Dördüncü çizgiyle de ortadan geçip, sağ üst noktaya ulaşın. Çizdiniz değil mi? Önce neden çizemediğimizin cevaplandırılması son derece önemli. Çizemedik, çünkü noktaların dışına çıkmayı hiç düşünmedik. Çözümü noktalarla çevrili bir kutunun içinde aradık. Beynimiz orada bir kutu algıladı, ufkumuz noktalarla çevrili kaldı, çözemedik. Kişilerin, kurumların, ülkelerin çözümsüzlük içinde kalmalarının, hayatı kendilerine çekilmez kılmalarının sebebi bu! Kutuların dışına çıkamamak. "Başkaları ne der" diye benimsediğimiz "uydum kalabalığa kültürü" bir kutudur. Huzurumuzu alt üst etmeye yeter... Tabular çalışır, hiyerarşi hükmeder. "Bu işyerinde işler böyle yapılır" mantığı inisiyatifi köreltir. Çalışanlar çözümü yukardan bekler, kendileri pinekler. Türkiye kutudan çıkıyor Ülkeler antidemokratik yasaları, örfleri, tabuları, ideolojileri ile kutulara tıkılırlar. Hatırlayın, dünyaya devletçi kutudan bakan kafa "Köprüyü yaptırmam" diyordu 1970'lerde. Sonra "sattırmam" diye tutturdu. "Avrupa Birliği'ne hayır" diyenler de, rahmetli Özal'ın burnundan getirenler de aynı kutu kafalılardı. Kutu demek baskı demek, statüko demek, ufuksuzluk demek. Uzayı, inceleyen Galileo "dünya dönüyor" diyordu. Ufku zünnarla bağlı keşişler onu aforoz ettiler... Her ideoloji bir at gözlüğüdür. Bağlılarını dolap beygiri gibi kutu içinde döndürür. Tabuların kelepçesini kırabilenler, çizgiyi kutuların dışına uzatabilenler değişimi başaracaklar. Kıbrıs'ta kırk yıldır çözümsüz duranlar, çözümü bulanlara "hain" deseler de, kargadan başka kuş bilmeyenler, kamu reformunu, AB'yi istemeseler de Türkiye kutudan çıkıyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.