Liderlikte tükenme noktası

A -
A +

Sayın Ecevit politikayı bırakacağını söylemiş. Buna bırakmak değil, tükenmek demek daha doğru. Üç Kasım seçimleriyle tasfiye edilip, siyaset albümünün "geçmiş zaman olur ki..." karelerinde yerlerini alan diğer liderler için de aynı şeyi söylemeliyiz. Yaşlı veya genç olmaları, hâlen "başkan" diye anılmaları fark etmez. Herkesin biyolojik, psikolojik, fizyolojik, zihinsel birtakım sınırları vardır. Bu sınırlar zorlandığında, vücut denilen o muazzam sistem kendini kitler. Beni dinlendir, der. Bunu bazı sinyaller vererek, önceden belli eder. Psikiyatrist Freudenberger, tükenme noktasına varan kimselerde; sık baş ağrıları, önüne geçilemeyen tikler, titremeler gibi fizyolojik belirtilerin yanı sıra, çabuk sinirlenme ve başkalarından şüphelenme gibi psikolojik semptomların da görüldüğünü tespit etmiştir. Toplum denilen o devasa sosyal vücut da sınırları zorlanınca tepkilerini gösterilerle, oylarıyla, fıkra ve karikatürleriyle, kültürel motifleriyle ifade eder. Hemen tüm başarılı liderler ve yöneticiler bile meslek hayatlarının bir döneminde tükenme sinyallerini yaşamışlardır. Eğer sinyaller zamanında alınmaz ve anlaşılmazsa çöküş kaçınılmaz olur! Hem kendilerine ederler, hem de arkalarındaki binlere, milyonlara, bazan da gelecek nesillere. Tükenme ne zaman başlar? Toplumda bir kişi hakkında ne zaman hayal kırıklığı yaşanmaya başlamışsa, tükenme de başlamış demektir. Sayın Ecevit için bu, çeyrek asır önce "kumar borcu olmayan, kendini aşmış bir düzine insan..." avına çıktığı zaman başlamıştı. Ama bu sinyali ne kendi aldı. Ne de çevresindeki yalakalar. Düşmemek için dalında direnen kuru yaprak misali, koltuğa yapıştı da ne oldu? Ülkemize bir 12 Eylül darbesi, bir kitap fırlatma krizi, birkaç kırık dökük, aslından sökük uyduruk kelime hediye etti. Bir de asansörlü otobüs! Hâlâ çekiyoruz... Bugün Ecevit, yarın bir başkası. Topluma önderlik edenler, toprağa düşmek için zemheriri beklememelidirler. Daha ilk sarartıyı benizlerinde gördükleri gün, erken sonbaharda dallarından uçup, toprak ananın şefkat kucağına kendilerini bırakmalıdırlar. Merak etmesinler, yerlerine taptaze yeşil sürgünler gelecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.