Orta Doğu nereye?

A -
A +

İsrail bir askerinin kaçırılmasını bahane edip önce Gazze'yi yerle bir etti. Ardından Lübnan'a girdi. Savaş ikinci haftasını dolduruyor. Ölü sayısı 500'lerde, maddî hasar hesaplanamaz boyutlarda. Gidip görenlerin ifadelerine göre Lübnan'ın yeniden inşası gerekecek... İsrail zamanın büyük güçleri tarafından yerleştirildiği bölgede 1948'den beri Araplarla kavgalı. 1948, 1956, 1967, 1973 ve 1982'de beş defa savaşmıştı. Şimdikini 6. Arap-İsrail savaşı sayabiliriz. Yedekleri de cepheye çağırdığına göre İsrail'in savaşı daha sürdüreceği anlaşılıyor. Nitekim ABD Dışişleri Bakanı Rice "hemen ateşkes çağrısı yapmanın fayda getirmeyeceğini, kalıcı barış için ortam hazırlamak gerektiğini" ifade etmiş bulunuyor. Kaçırılan askerler dolayısıyla Hamas ve Hizbullah sorumlu, hesabı da sorulmalı. Ama bu İsrail'in gözünü kan bürümüşçesine yakıp yıkmasını, kadın, çocuk, yaşlı demeden insanları öldürmesini haklı çıkarmaz. Silah arıyorum diye köyleri kasabaları boşalttırıp yerle bir etmesini mazur göstermez. Bu, "saçımı çekmişti, ben de onu öldürdüm" demek kadar orantısız bir eylemdir, katliamdır. Gözler bir hafta önce Saint Petersburg'da toplanan Zenginler Zirvesi G-8'e çevrilmişti. Acaba İsrail'e "Dur! Yaptığın abartılı" diye bir ikaz çıkar mı diye beklenilmişti. Ama dağ fare doğurdu! Hatta fare doğurmakla kalmayıp, "suçlu Hamas ve Hizbullah'tır. İsrail'in kendini savunma hakkı vardır" diyerek yangını biraz da körüklediler... ? Domino Teorisi işler mi? Sovyetlerin dağılmasından sonra rakipsiz kalan ABD'nin kendine bağlı bir dünya düzeni için çaba sarf edeceği, bu maksatla yerkürenin petrol başta olmak üzere, maden kaynaklarını kontrolüne almaya çalışacağı biliniyordu. Ama bunu nasıl gerçekleştireceği bilinmiyordu. Nitekim Avrupa üniversitelerinde tüm madencilik fakülteleri kapanıp, finans okullarına dönüştürülürken, başkan Bush 2002'de on bin seçme maden mühendisinin istihdam edildiği "Yerkürenin maden kaynaklarını tespit projesini" [*] başlatmış bulunuyor. Titizlikle yürütülen proje 2010'da tamamlanmış olacak. Amerika jeostratejisini bu projeye göre şekillendiriyor. Petrol ve doğal gaz kaynaklarının kontrolü zaten birinci öncelikti. Bu projeyi dünya kamuoyuna hoş gelen bir kılıfla sunmak gerekiyordu. Bunun adına önce Büyük Orta Doğu (BOD) dediler. Sonra Kuzey Afrika'dan Orta Asya'ya uzanan tüm alanları içine alarak Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi (GODKA) adını verdiler. Amaç bu ülkelerdeki insan hakları ihlallerini önlemek, demokrasiyi yerleştirmek... ne güzel! Nitekim önce Afganistan'a, sonra Irak'a demokrasi gelmiş, insan hakları ihlalleri önlenmiş bulunuyor. Şimdi sıra diğerlerinde. Meselâ Suriye ve İran'a da bu iyiliği yapmak lâzım. Ama oralarda fiilî durum oluşturabilmek için bir hareketlenme, bir kıvılcım gerekiyor. İsrail'in sözünü ettiğimiz ölçüsüz hiddeti, şiddeti, yakıp yıkması Suriye ve İran'ı tahrik etmeye, domino taşlarını ardı ardına yıkmaya yetecek mi? Göreceğiz... ..... [*] Jacques Varet; les matieres premiéres minÈrales. Futuribles 308, Mai 2005, p 20.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.