Gün geçmiyor ki Filistin'de bir İsrail katliamı ya da Irak'ta Amerikan şiddeti yaşanmasın. Sizin de gözünüze çarpmıştır: Amerikalı askerler enikleri bacağından tutup, havada daire çizdirdikten sonra uçuruma fırlatarak sadistçe eğlenirken, tam teçhizatlı İsrail askerleri Gazze'de bir aylık bebekleri kurşunluyorlardı... Zulümde yarış ediyorlar. Kimse kılıf uydurmaya, yumuşatmaya kalkmasın! Orta Doğu'nun değişmez konusu İsrail-Filistin çatışmasının kökleri çok gerilere uzanır. Osmanlı dağılıp, Yahudi devleti 1948'de İngilizler marifetiyle kurulduktan bu yana İsrail ile Araplar arasında altı defa savaş oldu. Her günleri bin gerilimle geçti. Ne İsrail etti rahat, ne de komşularına verdi huzur. Amerikalı ünlü siyaset bilimciler John J. Mearsheimer ve Stephen M. Walt, konuyu çok yönlü araştırıp, kitaplaştırdılar. Yayınlandığında Amerika'da ve Avrupa'da geniş yankı uyandıran bu çalışma ülkemizde (cılız birkaç ses dışında) lâyıkıyla duyurulamadı. Bugünkü olayların arka plânını doğru anlamamıza yardım eden kitaptan bazı alıntıları sizlerle paylaşıyorum.[*] İsrail'in ilk liderlerinden David Ben-Gurion'un Dünya Yahudi Kongresindeki şu ifadesi Filistin halkının tepkisini anlamaya yeter: "Bir Arap lideri olsaydım, İsrail'le asla uzlaşmazdım. Bu çok tabiî. Çünkü onların ülkesini ellerinden aldık..." Golda Meir başbakanken "Filistinli diye bir şey yoktur" demişti. Bu ifade bir bakıma İsrail'in bölge halkına ne nazarla baktığını ve işlediği bunca zulmün kaynağını açıklıyor. Altmış yıldır Filistinliler taş atmaktan yoruldu. İsrailliler öldürmekten bıkmadı... "1949 ile 1956 yılları arasında İsrail güvenlik güçleri sınırlarını ihlâl eden, çoğunluğu silahsız 5000 Arab'ı öldürdü. 1956 ve 1967 savaşlarında yüzlerce Mısırlı savaş esirini katletti. 1967'de 250.000 Filistinliyi Batı Şeria'dan çıkardı. 80.000 Suriyeliyi de Golan Tepelerinden sürdü." "Save Children İsveç'in bildirdiğine göre; intifadanın ilk yıllarında 30 bin çocuk dayakla yaralandı, kolları bacakları kırılıp tedaviye muhtaç hâle getirildi. Bu çocukların yarısı on yaşın altındaydı." Dünya bu vahşete seyirci kalmak istemiyor. Ama BM Güvenlik Konseyinden İsrail'e yaptırım kararı da çıkmıyor. Zira İsrail lobisinin etkisi altındaki ABD bu kararları veto ediyor. Ve Orta Doğu'da bu zulüm sürüp gidiyor. ........ [*]John-J Mearsheimer-Stephen M. Walt: Le lobby pro-israélien et la politique étrangère américaine. Editions La Découverte, p.500 Paris 2007.