Papaza kızıp oruç bozmayız

A -
A +

Papa 16. Benedikt'in fikirleri daha kardinal iken belliydi. 2004 yılında Avrupa Konseyi'nden müzakere tarihi almaya çalıştığımız sıkıntılı günlerde Avrupa liderlerini ve kamuoyunu etkilemek için çok çabalamıştı: "Avrupa basit bir coğrafya değil, Hristiyanlık üzerine kurulu uzun bir geçmişin şekillendirdiği kültürel bir kavram. Avrupa kültürünü yoğururken Osmanlı Devleti daima karşımızda olmuştu. Türkiye'nin AB'ye girmesi sadece tarihe aykırı olmakla kalmaz, Avrupa ruhuna da ters düşer, çok büyük yanlış olur" diyordu(*) Kardinallikten Papa(z)'lığa seçildi, 16. Benedikt adını aldı. Saçmalamaya devam ediyor. İslâmiyet ve Türkiye hakkında biraz bilgisizlik, ama daha çok kasıt ve düşmanlık kokan fikirleri yerli ve yabancı medyada eleştiriliyor. Papa olmuş birinin böylesine saçmalaması meşhur beyitteki hicvi hatıra getiriyor: Böylesine yanlış dalgınlıkla yapılmaz. Cehlin o mertebesi ancak tahsille olur! Son beyanatı iki bakımdan anlam taşıyor: Birincisi Vatikan'ın "dinler arası diyalog" kılıfına rağmen katı ve Müslümanlara hor bakan kemikleşmiş tavrını sergiliyor. Diğeri, tam da Sn. Gül ve Sn. Babacan Avrupa liderlerini ikna turunda iken söylendiği için, Papa'nın kindar, ayırımcı, çirkin iç yüzünü ortaya koyuyor. Referandumlarla reddedildiği için rafa kaldırılan AB anayasası metninde "Hristiyanlık kökeninden" söz edilmemesi Vatikan'ı öteden beri rahatsız ediyordu. Taslak 2007-2009 döneminde dolaptan çıkarılıp tekrar ısıtılacak. Papa 16. Benedikt işte o zaman için kolları sıvamış durumda. Yeni anayasa metninde Hristiyanlığa atıf yapılmasına çalışıyor. Bu yolda Avrupa liderlerine devamlı telkinde bulunuyor. Bavyera ziyaretinden önce görüştüğü şansölye Merkel'e bu konudaki niyetini açıp, AB dönem başkanlığını devraldığında bu konuda gayret göstermesini rica etmişti. Şansölye Merkel de konuyu dikkate alacağını bildirmişti. Hristiyan Demokrat partilerin Türkiye'nin AB üyeliğine sıcak bakmadığını biliyoruz. Önümüzdeki günlerde Avrupa parlamentosunda müfrit başka tavırlar sergileneceğini tahmin ediyoruz. > Sağduyu galip gelmeli Papaya en güzel cevabı Diyanet İşleri Başkanı Sn. Bardakoğlu verdi. Orada durmalı, daha büyütmemeli, gaza gelmemeliyiz. Bilimle ve siyasetle cevap vermeliyiz. İçeride durumdan pay çıkarmak isteyen aşırı uçlar çıkabilir. "En büyük asker...", "AB'de dostumuz yok, içimize dönelim", "gâvurları gömelim" lâfları revaç bulur böyle zamanda... Karikatürleştirmek, Papa posteri çiğnemek, Avrupa bayrağını yakmak, cam taşlamak aslında aciz, güçsüzlük, gerilik ifadesidir. Bilimle, sanatla, siyasetle cevap veremeyenlerin tepki şeklidir. Ama bunu hamaset yüklü kafalara nasıl anlatasınız. Tırmandığımız yamaçtan bizi yokuş aşağı yuvarlayıvermek isteyenler yok değil. Bazıları sağduyusunu kaybedebilir. Aydınlarımız, uzun soluklu düşünenlerimiz, Ankara'daki ricâlimiz aklı selim ile AB yokuşunu tırmanmaya devam etmelidir. Vatikan'daki papaza kızıp oruç bozmanın vakti değil.... ................... (*) Cardinal Joseph Ratzinger: La grande erreur. Commentaire, 108 Hiver 2004-2005, pp. 1083-4

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.