Keşfedildiği dönemlerde nasıl kullanılacağı pek bilinmediğinden olsa gerek latince "taşyağı" anlamına gelen "petraoleum" adını vermişler. Ama günümüzde olmazsa olmaz önemde stratejik bir ürün hâline geldiği için "kara altın" deniyor. 1900 yılında dünyada üretilen petrol ülkemizin 2004 yılındaki ithalatı (22 milyon ton) kadar bile değil. O günden bu yana üretim yüz eli kat artmış, yine de yetmiyor! 1970'li yıllara gelinceye kadar ülkelerin belli bir petrol politikası olmamış. Hele İkinci Dünya Savaşına kadar uluslararası petrol şirketleri, kuyuları istedikleri gibi işletmişler. Öyle ki, petrolün sahibi olması gereken ülkeler bile bu şirketlerin lütfettiği bir royalti ile yetinmek zorunda kalmış. Tam bir müstemleke yönetimi! 1970'lere kadar varili 3$, dört yıl sonra 12$, 2000 yılında 32$, 2001 sonunda 17$, bir yıl öncesine kadar 30$, şimdilerde 55$! Arz ve taleple ilgili değil bu fırlayış. Birileri bir şeyler yapıyor olmalı. Petrol piyasasında biri büyük petrol tüketicisi (G7'ler diye bilinen) zenginler kulübü, biri sekiz küresel petrol şirketi (beşi Amerikan üçü Avrupa kökenli), diğeri Orta Doğu ve Latin Amerika'nın petrol sahibi ülkeleri (OPEC) olmak üzere üç grup aktör var. Üçünün petrol politikaları da çalışıyor ve birbiriyle çatışıyor. Hiç birisinin gücü diğerini sahneden atmaya yetmiyor, tepişiyorlar. Olan petrol kuyusu bulunmayan fakir ülkelere oluyor. ? Ülkemize etkisi 2004 yılında 22 milyon ton petrol ithal etmiş ve 8 milyar dolar ödemişiz. Yerli üretimimiz 2 milyon ton civarında. Ham petrol fiyatları bugünkü 52-55$ seviyesini korursa 2005 petrol ithalatımız 9 milyar $ seviyelerinde gerçekleşir. Eğer fiyat 60$ olursa 2005 petrol ithalatımız 11 milyar doları bulur. Sn. Babacan'ın açıklamasından öğrendiğimize göre, petrol fiyatlarının 10$ artması ile ülkemizde enflasyon 1 puan artar. Büyüme ise 1 puan düşer." Enflasyonun bir puan artmasıyla faizlerin de aynı şekilde artışa geçeceğini düşününüz. Ekonomimizde faiz oranlarının bir puan gerilemesi 2.5 milyar dolar faiz yükünün azalması anlamına gelir. 2004 sonunda faizlerin %24 iken şimdilerde %17'lere gerilemesi ile ülkemizin faiz yükünde 17 milyar dolar azalma olmuştur. Yani petrol fiyatları mevcut seviyesini korursa, ekonomik hedeflerimizde bir sapma olmayacağı şeklinde yorumlayabiliriz. On dolar artarsa enflasyonun %9, büyüme hızının %5 gerçekleşmesi beklenir. Eğer tarihî ideal sınırlarına yani 30 dolar seviyesine inerse enflasyon %6'ya düşer, büyüme iki puan artar. Petrol gelirleri artan Arap ülkelerinden Türkiye'ye döviz girişi (yatırım) olur mu? Bu ahbaplık ve hatır işi değil, tamamen bir yatırım kararıdır. Kârlı görürlerse gelirler.