Putin Rusya'sı

A -
A +

Aralık 2003 seçimlerini Birleşik Rusya partisinin kazanması ve ardından Rus petrol devi Lukos şirketi başkanının hapse atılması olayını batılı yatırımcılar Rusya'nın otoriter başkanlık sistemine ve eski Sovyetçi politikalara dönüş işaretleri olarak değerlendirdiler. Bu kanaati doğrulayan başka olaylar da yaşandı: Aşırılıkları ve terörü önlemek bahanesiyle liberal demokrat partiler devre dışı bırakıldı, basın sindirildi, Yeltsin zamanında yer tutmuş vurguncu kadrolar söküldü, hortumcuların üzerine yüründü. Putin bu eylemleri "iktidarın derinleştirilmesi" olarak adlandırıyor. Putin eski polis şefleri ve gizli servis elemanlarıyla takviye ettiği "derin iktidar" döneminde dış politikasını üç eksene oturtmak çabasındadır. Bunlardan ilki ABD ve AB ile yakınlaşmayı sürdürmektir. 11 Eylül saldırılarının ardından Bush'un terörizmle topyekûn savaş çağrılarına balıklamasına dalmıştır. Bununla Çeçenlere yapılan ve yapacak kıyımların meşruiyet kazanacağını düşünmektedir. Amerika'nın Irak'a müdahalesini kınayarak ve Irak'taki çıkarlarını savunacağını açıklayarak, dünya sahnesinde tekrar bağımsız bir aktör olma arzusunu dile getirmektedir. Diğer yandan eski uyduları Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Estonya, Litvanya'nın AB üyesi olmaları ve orada kalan vatandaşları sebebiyle uğradığı mağduriyetinin telafi edilmesini, Rus azınlıkların haklarının gözetilmesini istemektedir. Tekrar himaye isteği Putin Rusya'sı çöken Sovyetler döneminde uyduları olan küçük Baltık ülkelerini bir yolunu bulup "geri kazanmak" istiyor. Bunu da güce başvurmak ifadesini kullanmadan, nefesini bu küçük ülkelerin enselerinde hissettirerek ya da iktisadî üstünlüklerini petrol ve gaz sevkiyatını kullanarak sonuçlandırmak istiyor. Meselâ; Litvanya rafinerisini satın alarak, Avrupa'ya petrol sevkiyatında kilit limanı olan Letonya'nın başbakanını bir yolsuzluk skandalıyla sarsarak hedefine varmak istiyor. Dahası Baltık kenarında Polonya ile Litvanya arasına sıkışmış tarihî Kaliningrad şehrini serbest bölge hâline getirmek istiyor, oralarda azınlık olarak kalmış Rusların haklarından söz ediyor. Geleceğe yönelik en önemli proje Baltık üzerinden İngiltere'ye gaz sevk edecek kuzey Avrupa boru hattını gerçekleştirmektir. Rusya hemen eli altındaki minik komşularını bu projelerle etkilemek, kendi güdümünde "bağımsız devletler birliği" oluşturmak hesabındadır. Çin ile ilişkiler Rusya'nın dış politikasında enerjiye dayalı üçüncü eksen Çin ile ilişkilerin dostluk ve iş birliği içinde sürdürülmesidir. Sibirya'dan Çin ve Japonya'ya ulaşacak petrol boru hattı projesi tam bir stratejik ortaklığa dönüşmüştür. Bu iki ülke ABD'yi Asya dışında tutmak konusunda hemfikirdi. Ama 11 Eylül ardından sökün eden savaşlar hesaplarını bozdu. Rusya yine petrol ve gaz avantajını kullanarak Hindistan, Endonezya ve Malezya'ya ulaşmak, Sovyetleri andırır süper güç olmak istemektedir. Ülkemizde bulunacağı süre içinde konuşulacak konuların başında yer alan Mavi Akım projesi ile Boğazlarımızdan petrol tankeri geçmemesi konuları da bu çerçevede düşünülmelidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.