Reflekslerin dili

A -
A +

Avrupa Birliğini yazacaktım. Ama haftanın birkaç refleksi öne geçti. Refleksleri insanların meşrebini, kurumların kalitesini, toplumların medeniyet derecesini ortaya koyan mükemmel ölçüler olarak düşünmüşümdür her zaman. Otantik fotoğraflar arıyorsanız, refleksleri yakalamalısınız. Bendeniz örtü altında tutulan, tam kavrayamadığım olaylar hakkında kanaat edinmek ve açık olmayan ketum insanların, kurumların, devletlerin gerçek karakterleri hakkında bir yargıya varmak için, kendimce "kritik" saydığım "ân"ların gelmesini beklerim. Olayı ve kahramanlarını bu süreçte incelemeye alırım. Özellikle de onların reflekslerine bakarım. Cildinde çopurluk olup olmadığını öğrenmek için, dilberin yüzüne krem ve allık sürmeye fırsat bulamadığı bir ânı kollamalısınız. Şirketleri kriz ânında, belediyeleri sağanak yağış sonrasında, politikacıları değerlerine sahip çıkma imtihanında, ülkeleri de âfetlerin ardından ya da bir dönüşüm kavşağına girdiğinde... Refleksin şimşeğinde dünyaya bakmak; abartılardan arınmış, kusurları üzerinde "gerçek"leri damıtmak gibi bir arayıştır. Ya da dağda biten cılız, keskin kokulu otları, serada terbiye edilmiş gösterişli kültür ürünlerine tercih etmek gibi bir zevk. ? Bu olaylar ne söylüyor? Bir dönüşüm noktasındayız. Avrupa Birliği katılım müzakereleri için Türkiye son virajı almaya çalışırken, Fransız/Rum cenahından gelen ve bizim "olmaz olsun!" dememizi bekleyen sabır çatlatıcı kapris ve inatları bu nazarla bir süzün. Son ânda bir şeyler kotarma refleksinin yuvalandığı illetli kafaları keşfedin... Ne idiğü belirsiz(!) bir grup, Fatih Camii avlusunda pankart açıp, gösteri yapmış. Ajansların bildirdiğine göre "hilâfet istemişler, Atatürk aleyhine ifadelerin de yer aldığı basın açıklaması" yapmışlar, "yasadışı Hizb-ut Tahrir örgütü lehine sloganlar" atmışlar. "Konuşmaları sık sık tekbirlerle kesilmiş!" Viraj alan ülkemin tam bu gününde çıkıveren bu refleksi de not edin... Bir kısım medyanın olayı cami içinde, din görevlilerinin göz yumması ile olmuş gibi yansıtmasını kaydedin. Cemaatin ayaklanıp bu saçmalıklara dikleşmemesine, bir arbede çıkmamasına "boşa giden atış" gibi hayıflanan tırnak sürüştürücüleri fark edin. "Polisin olayı seyretmekle yetinmesini" "sükût ikrardan gelir" imasıyla vermelerini birleştirin. CHP'nin olayı hükümete yapıştırma gayretini de bir çeşni olarak katın... Analizinizi derinleştirmek için "28 Şubat" şablonu da işinize yarayabilir: "Susurluk kazasının" yırttığı örtüden dökülenleri, Fadime Şahin olayını, Aczimendi âyinlerini ve daha nicelerini hatırlayın. Enflasyon 90, faiz 120, büyüme eksi iken, hep "İrtica" gündemiyle yapılan toplantıları... Ve reflekslerin verdiği kesitleri toplayın, ilgisizmiş gibi duran parçaları birleştirin... Önünüze her gün sarıp sarmalanarak konan "hormonlu paketleri" reddedip, dağdan kendi elinizle derlediğiniz kekikleri, hudayînabit otları sofranıza koyun, âfiyetle yiyin. Kekre olsa, acı da gelse şifadır. Refleksler her yerde şimşekler gibi çakıp, sönmeye devam ediyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.