Seçim sonuçları alındı. Ama rakamların ve oy dağılımının ne anlama geldiğine dair yorumlar durulmadı. Bazılarının kafaları hâlâ karışık. Karışık çünkü seçim öncesi kamuoyunu öyle yoğun bilgi saptırma bombardımanına tabi tuttular ve halkın bu senaryoya göre oy vereceğine kendilerini öyle şartlandırdılar ki, üç gün geçti hâlâ ayıkamadılar. Seçmenin mesajını doğru analiz edebilmek için, seçime nasıl bir zeminde ve hangi temel tezler etrafında gidildiğini hatırlayalım: Seçim AK Parti ile diğer politik/apolitik taraflar arasında geçti. Diğer tarafta siyasî partilere ilâveten, siyaset dışı olması gereken [Cumhurbaşkanı, ordu, yargı, YÖK vs ] kurumlar, kuruluşlar ve şahıslar vardı. AK Parti bu mücadelede demokrasiyi, özgürlüğü, Avrupa'yla bütünleşmeyi, dünyaya açılmayı, liberal ekonomiyi temsil ediyordu. Diğerlerinin belli bir tarifi yok. Temel saiki AK Parti'yi saf dışı etmek olan statüko yanlısı bir konglomera görünümündeydi. Gâh meclis çatısı altında, gâh meclis dışında çok yönlü ve kademeli, bildik eylemler ve söylemler yoluyla karşı durdular, AK Parti'ye vurdular. Asimetrik mücadelenin üç temel eksen etrafında yapıldığını söyleyebiliriz: Laiklik ekseninde AK Parti, CHP ve tüm lâikçilerin, Milliyetçilik ekseninde MHP ve tüm ulusalcıların, Devletçilik ekseninde CHP, MHP, GP, SP ve sair menfaat gruplarının pek de akortlu sayılamayacak oklarına hedef oldu. Gece yarısı bildirisi, cumhuriyet mitingleri, mecliste cumhurbaşkanlığı oylamaları, şehit cenazeleri ve Irak'a girmek/girmemek polemiği ile zirveyi yoklayan gerilim günlerinin ardından salimen seçimleri yapabildik. Seçimler tam bir serbestlik içinde, büyük bir katılımla ve vukuatsız, âdetâ bayram havasında geçti. Demokrasi rüştümüzü ispat ettik. Halkımız seçimlerde ne mesaj verdi? Çıkan tabloyu nasıl yorumlamak lâzım? Halkımız dedi ki: * Siyaseti devlet ve seçkinler değil, ben belirlerim. Siyasetin görevi toplumu dizayn etmek değil, halka refah ve özgürlük sağlamaktır, * "Cumhuriyet mitinglerinin" CHP'ye destek ve statükoyu sürdürmek oyunu olduğunu gördüm, * Darbe ve muhtıralarla beslenen seçkinci, vesayetçi demokrasiyi değil, özgür ve eşit bireylerin oylarıyla şekillenecek hürriyetçi demokrasiyi seçtim, * Resmî söylemde pelesenk edilen irticâ tehdidine inanmıyorum. Lâikçilerimiz müsterih olsunlar. Siz Cumhuriyeti demokratikleştirmeye bakın, * Savaştan, kavgadan, gerilimden hoşlanmıyorum. Yağlı urgan atmanızı, Irak'a girmenizi, hesap sormanızı değil, hukuk içinde sivil siyaset yapmanızı istiyorum, * Avrupa Birliğinin cumhuriyetimiz ve millî bütünlüğümüz için tehdit olduğuna inanmıyorum. AB kriterleri benim kaybettiğim değerlerimdir, onları mutlaka istiyorum. * Özelleştirmeden, küresel sermayeden, dışa açılmaktan korkmuyorum. Köhne devletçiliği değil, serbest rekabeti seviyorum, * Çetelerle artık baş edin. "Ucu kime çıkarsa, nereye varırsa" sonuna kadar gidin! * Meydanlarda "mazot bedava, herkese iş, işsize maaş.." gibi desteksiz atmayın. Artık hesabınızla gelin, projenizi anlatın. * Cumhurbaşkanı ihtilâfında AK Parti'yi haklı buluyorum. Önceki meclisin temsil oranı(%56) zayıf diyordunuz. Alın size %85. Artık kıvırtmayın ve yeni cumhurbaşkanını hemen seçin. Miadı dolmuş eskisiyle beni daha oyalamayın! * Meclise gönderdiğim sayın vekiller, sizden son isteğim, insanı devletin önünde tutan özgürlükçü, sivil bir anayasa yapıp, yarışmanızdır. Vakti geldiğinde ben yine sandık yoluyla en beğendiğime görev verir, iktidar ederim. Sakın benden başkasından medet ummayın, meclis dışına göz kırpmayın. Benden yüzünü çeviren sandıktan çıkamaz, unutmayın!...